test HAMMADDELER ANSİKLOPEDİLERİ - www.hammaddeleransiklopedisi.com - 2014 - DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ - KİMYASAL GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL SANAYİ BOYALARI ANSİKLOPEDİLERİ - PARFÜM ve RENKLİ KOZMETİK FORMÜLLERİ - SAÇ BAKIM FORMÜLLERİ - CİLT BAKIM FORMÜLLERİ - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 1 - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 2 - BİTKİSEL KOZMETİK ANSİKLOPEDİSİ - MADENİ YAĞ ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 1 - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 2 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 1 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 2 - ORGANİK GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - OTO BAKIM ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -1 - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -2 - PASTALAR ve BOYALAR ve YAPIŞTIRICILAR ANSİKLOPEDİSİ | HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ




KİTAPLAR

DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ

DETERJAN

ANSİKLOPEDİSİ





ENDÜSTRİYEL DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ

ENDÜSTRİYEL

DETERJAN

ANSİKLOPEDİSİ





DETERJAN HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ

DETERJAN

HAMMADDELERİ

ANSİKLOPEDİSİ

MAKALELER / SABUN SANAYİ VE DETERJAN SEKTÖRÜ

SABUN PAZARI

TÜRKİYEDE SABUNCULUK

SABUNDA MAKİNELEŞME

SANUNDA GELİŞME



Kimya sektörünün alt sektörlerinden olan sabun ve deterjan sanayii, üretim süreçleri farkli olmasina karsin mevzuat, yapi ve sorunlar açisindan büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.


Ileri toplumlarin günlük yasamlarinda en çok gereksinim duyduklari maddelerin basinda yikayici ve temizleyici maddeler gelmektedir. Bu maddelerin tüketim seviyesinin toplumlarin gelismislik düzeyini yansitan göstergelerden birisi oldugu tüm dünyada kabul edilmistir. Temizlik ürünleri, pazarinin hangi ürün kategorilerinden olustuguna bakilacak olursa pazarin, % 88’ini deterjanin, %12’sini ise sabunun olusturdugu görülmektedir.


Sabun ana maddesi bitkisel ve/veya hayvansal yaglarin veya yag asitlerinin alkalilerle (NaOH, KOH vb.) reaksiyonu sonucu üretilen ve genel anlamda canlilarla esyalarin temizlenmesinde kullanilan, ancak tekstil sanayii gibi diger sanayi kollarinda da kullanim yeri bulan ilk ve en eski temizlik maddesidir. 1884 yilinda W.H.Lever tarafindan ilk defa ambalajli sabunun piyasaya sunulmasiyla modern sabun sanayiinin temeli atilmistir. Bu tarihten sonra devamli gelisen ve teknolojik bakimdan kendini yenileyen sabun sanayii, bugün milyonlarca ton üretimiyle temizlik maddeleri sektöründeki önemli yerini devam ettirmektedir.


Türkiye’de 20. yüzyilin ortalarina kadar sabun tüketimi basit usulde sergi sabunculugu olarak devam etmis olup bugünde hala özellikle küçük yerlesim birimlerinde bu tür üretim yaygindir. Yüzyilin ortalarindan itibaren makine sabunculugu baslamis ve yapilan yatirimlarla bugün bir kismi bu tür imalata dönmüstür. Gerek kapasite gerekse kalite olarak önemi tartisilmaz olan makine sabunculugunun, giderek tümüyle sergi sabunculugunun yerini almasi beklenmektedir.


1994 krizinden sonra hizli bir biçimde büyüyen temizlik sektörü 2000 yilinda yavaslama egilimine girmis, daha sonra sektör 2001 krizinin etkisiyle iç pazarda oldukça önemli bir daralma yasamistir. Türkiye’de toplam sabun pazari 2000-2002 yillari arasinda yaklasik 100 milyon ABD dolari düzeyinden 2001 yilinda yasanan krizin etkisiyle 80 milyon ABD dolarina gerilemistir. Daralma, özellikle klasik kati sabun piyasasinda görülmüs, buna karsin sivi sabun pazari krize ragmen büyümesini sürdürmüstür. Ihracatin etkisiyle 2002 ve 2003 yillarinda sabun sektöründe üretim yaklasik % 5 düzeyinde artmis, ancak 2000 yilindaki düzeye hala ulasilamamistir.


Mevcut durum


Sektördeki firma sayisi 1980’li yillarda 400’den 2000’li yillarda yaklasik 110 adete düsmüstür. Firma sayisindaki söz konusu azalma, üretim kapasitesi ve miktarina olumsuz etki yapmamistir. Modern teknoloji ile üretim yapan kuruluslar kapasitelerini önemli ölçüde artirarak iç ve dis talepleri kolaylikla karsilayabilecek duruma gelmistir. Sektörün tolam kapasitesinin % 75’i 10-11 büyük firma tarafindan karsilanmaktadir. Sektördeki ortalama kapasite kullanim orani % 50 düzeyindedir. Son yillarda görülen kapasite artisi ise makineli sabunculuk yönündedir. Bu sektördeki önemi girdiler donyagi ve palm ve koko yagi gibi bitkisel yaglar olup tamamen ithal edilmektedir.


Üretim


Sabun sektöründe içerde doymus bir pazar görüntüsüne karsilik sektörde faaliyet gösteren firmalarin uzun senelerden beri ihracata verdikleri önem ve yeni pazar gelistirmekteki becerileri bu pazarda yeni firsatlar yaratmaktadir. Sabun üretiminin yaklasik üçte biri iç pazarda tüketilmekte, üçte ikisi ise muhtelif dis pazarlara ihraç edilmektedir.


Üretim verileri ele alindiginda, 2001 yilinda yasanan kriz ithalatta azalma, ihracatta ise artis getirmistir. Fakat iç pazardaki daralma, üretimi az da olsa etkilemistir. Sektör açisindan iç Pazar önemini muhafaza etmektedir. Ancak firmalarin mevcudiyetini sürdürebilmesi için ihracat büyük önem tasimaktadir. Sektör üretiminde TS 54 uygulanmakta olup, bu ayni zamanda mecburi standarttir.


DIE’den alina verilerle 1999-2003 yillari arasinda Türkiye’de sabun üretimi, yurtiçi talep ve dis ticaret verileri, miktar (bin ton) ve fabrika çikis degeri olarak (milyon ABD dolari) Grafik 1 ve 2’de verilmistir.


2003 yili toplam sabun tüketimi miktar ve deger olarak, perakende fiyatlarla birim tüketim degeri ve Türkiye ile AB kisi basi ortalama tüketim miktari Tablo 1 ve ‘’de verilmistir.


Sektörde 1999 yili ortalarindan itibaren, tuvalet sabunu kullaniminda önemli bir azalma görülmektedir. Banyo sabununda da benzer bir egilim söz konusudur. Kalip sabun tüketiminde yasanan düsüse karsin, likit sabun kullaniminda gözle görülür bir artis vardir. Toplam tüketim fazla bir degisim göstermemekle birlikte, kati sabundan sivi sabuna geçis oldugu net olarak görülmektedir.


Tonaj olarak fazla degisiklik göstermeyen sabun tüketimi deger olarak (tüketici fiyatlariyla) ekonomik krizden oldukça etkilenmis, kriz sonrasi yeniden toparlanmistir. Veriler sivi ürünlerin giderek tüketicinin begenisini kazandigini ve talebin bu yöne kaydigini göstermektedir.


AB’de sabun sektörüne bakis


Sabun sektörü AB içinde temizlik ürünler sektörünün oldukça küçük bir bölümüdür. Bu sektörün 2001 yili cirosu tüketici fiyatlariyla yaklasik 1,1 milyar euro düzeyindedir. Sektör geleneksel olup diger ürün gamlarindaki yenilikler nedeniyle zaman içinde pay kaybetmis olmasina ragmen el ve banyo kullaniminda önemli yer tutmaya devam etmektedir. Avrupa içinde 2000 yili itibariyle kisi basi sabun harcamasinin tüketici fiyatlariyla 2,00 euro/yil ve 0,91 kg/yil oldugu hesap edilmektedir. Türkiye için bu oranlar 1,91 euro/yil ve 1,27 kg/yil seklindedir.


AB içindeki kisi basi tüketim Türkiye ortalamasina göre düsüktür. Bunun temel nedeni AB içinde vücut jeli ve dus jeli olarak anilan kategorinin Türkiye’de gelismemis olmasidir. AB’de ayri bir kategoride ele alinan bu ürün Türkiye’de sabun kategorisinin içinde görünmektedir. Yerli pazarda segmentasyon gelistikçe bugün sabun olarak tüketilen bazi kisisel temizlik ve bakim kategorileri büyük olasilikla kendi alanlarina kayacak ve sabun tüketimi göreceli olarak azalacaktir.


Birim tüketim verilerinden görülecegi gibi AB içinde sabunun tüketiciye maliyeti 2,2 euro/kg olup Türkiye’de tüketici maliyeti ise 1,50 euro/kg’dir. Türkiye ortalama fabrika çikis fiyatlari AB ülkelerine göre çok daha ucuzdur. Bu nedenle Türk ürünlerinin uluslar arasi pazarda rekabet gücü oldukça yüksektir. Ancak, burada Türkiye’de agirlikli olarak daha çok banyo ve çamasir sabunu gibi ucuz sabunlarin kullanildigi da unutulmamalidir.





Sabun sektörünün rekabet gücü


Sektörde kapasite darbogazi bulunmamaktadir. Ihracata yönelik yatirim nedeniyle atil kapasite söz konusudur. Üretim teknolojisi, bazi özel tip sabunlar disinda, diger dünya ülkeleriyle ayni düzeye ulasmistir.


Fiyat rekabeti nedeniyle yatirimlar son teknolojilere yönelmektedir. Bu egilim istihdami nicelik olarak azaltmakta ancak nitelik olarak artirmaktadir. Isçi yogun üretimler yavas yavas yok olmaktadir. En son teknolojiye yatirim yapildigi için finansman maliyetleri oldukça artmistir. Bu durum ise, fiyat politikasinda üreticiyi fiyat artisina zorlamaktadir. Gerek yerli gerekse yurt disi piyasalarda rekabet çok arttigindan fiyat ve kalitenin birlestigi ürün degeri ön plana çikmistir. Bununla birlikte markalasma da önem kazanmistir. Üretimin fabrika çikis fiyati genelde AB ülkeleri ve diger gelismis ülkelerden oldukça düsüktür ki, bu da rekabet gücünü artirmakta ve ihracat potansiyelini olumlu etkilemektedir.


Hammadde önemli ölçüde ithalata dayali olup bunlar ABD (donyagi) ve Uzakdogu (palm ve koko yaglari) menselidir.


Son yillarda pazar paylari giderek artan büyük market zincirleri, kendi markalari ile (private label) üürn yapilmasini istemektedir. Bu gelisme fason üretimi giderek ön plana çikarmaktadir.


Temel girdilerden enerji (elektrik ve dogal gaz) ve su maliyetleri AB ülkelerine göre çok yüksektir. Bu durum ürün maliyeti açisindan karsilasilan rekabette önemli ölçüde olumsuz etki olusturmaktadir.


Firmalarin kisitli imkanlari nedeniyle Ar-Ge’ye yeteri kadar bütçe ayrilmamaktadir.


Üretim, hammadde ve ürün ithalati Saglik Bakanligi ön iznine tabidir. Bu ise zaman ve is kaybina neden olmaktadir. Bugünkü rekabet ortaminda piyasa ve tüketici ihtiyaçlarina geç cevap verilebilmektedir.


Üretimde genel olarak AB için geçerli standartlar uygulanmamaktadir. Bu olgu ihracattaki rekabette ülkemiz yönünden problem yaratmaktadir.piyasa denetimi olmamasi nedeniyle haksiz rekabet söz konusudur. Izin ve denetime tabi olmayan ürünler piyasaya verilebilmekte, halkin sagligina gereken önem verilmemektedir.


Vadeli alimlarda uygulanan % 3 KKDF vergisi maliyetleri olumsuz etkilemektedir. Bu verginin bitmis ürünlerden fazla alinip hammadde ve ara ürünlerden alinmamasi halinde yurt içinde üretilen ürünün rekabet sansi artirilacaktir.


Deterjan Sektörü


Sektörün ve sektör ürünlerinin tanimi


Deterjan sözcük anlamiyla temizleyici demektir. Deterjan “yüzey aktif özelligi olup bu özelligi nedeniyle temizleme islemi yapabilen, içinde ayrica yikamaya yardimci kimyasal maddelerde de içeren” sentetik bir üründür.


Ilk deterjan üretimi 1917 yilinda gerçeklestirilmistir. BASF’da görev yapan bir Alman kimyacisi F.Gunter naftalini alkillestirerek elde ettigi maddeyi sülfonlamis ve ilk deterjan aktif maddesini elde etmistir. Bunu sonraki yillarda özellikle Alman kimyacilarin arastirmalari takip etmis ve 1932 yilinda Henkel’in “Fewa” ve Procter and Gamble’in “Dreft” markalari piyasaya çikan yag alkolü sülfati bazli ilk deterjandir.


Deterjanlar ev tipi ve sanayi tipi olarak ikiye ayrilmaktadir.


1. El ve otomatik yikama için çamasir deterjanlari,


2. El ve otomatik yikama için bulasik deterjanlari,


3. Ovma maddeleri,


4. Genel temizleme maddeleri (banyo, mutfak, cam temizleyicileri, kireç çözücü, tuvalet temizleyicileri),


5. Çamasir sulari olarak siniflandirilabilmektedir.


Sanayi tipi deterjanlar ise daha ziyade sinai tesisler, hastaneler, oteller, fabrikalar gibi büyük tüketim yerlerinde kullanilmaktadir ve yapi itibari ile ev tipi deterjanlardan farkli degildir.


Mevcut durum


Türkiye’de bu sektörün tüketiciye tanitilmasi 1960’li yillarda olmustur. 1970 yilinda 5 bin ton olan toplam üretim 1995 yilinda 250 bin tona ulasmistir. Türkiye’de bilhassa büyük yatirim isteyen toz deterjan kule ve sülfonasyon üniteleri kurulu kapasite ihtiyacin çok üzerindedir. 2003 yili sonu olarak toplam toz deterjan kule kapasitesinin mamul madde karsiligi olarak 1,5 milyon tonu geçtigi tahmin edilmektedir. Kurulu kapasitenin % 45-50’si kullanilmaktadir. Sülfonasyon tesisleri ele alindiginda ise durum çok daha çarpici olup yaklasik 2,5 milyon ton LABSA üretecek kadar kurulu kapasite mevcuttur. Çamasir tozlari disindaki temizlik madde üretimleri çok düsük yatirimlarla gerçeklestirilebildiginden bu sahada üretim yapan birçok firma vardir. Kapasite doluluk orani likit ve jel deterjanlarda daha yüksektir.


Üretim


Halen deterjan sektöründe 250 civarinda firma üretim yapmaktadir ve toz deterjan üretiminin % 90’i 12 firma tarafindan gerçeklestirilmektedir. 1999-2001 yillarinda yasanan ekonomik krizlere bagli olarak tüketicinin satin alma gücündeki gerileme daha hesapli ürünleri ön plana çikartmistir.


Sektördeki girdilerden LAB, STPP, enzim, optik agartici ve parfüm ithalata dayali olup sadece CMC, sülfat ve silikat gibi hammaddeler yerli üretimden saglanabilmektedir.


Toz deterjanlarda çok köpüklü deterjan kullanimi çok azalmis, otomatik makinada kullanilan az köpüren deterjan kullanimi artmistir. Az köpüren deterjan pazarinda pahali deterjanlarin pazar payi tüketicinin satin alma gücünden gözlenen asinmaya bagli olarak % 70’den % 50 düzeyine gerilemistir. Ucuz ancak kaliteli deterjanlarin pazar payi ise yaklasik % 20’den % 35 düzeyine çikmistir. Diger önemli bir gelisme ise market markalarina dogru bir egilimin izlenmesidir.


Çamasir agarticisi ürünlerde genel olarak imalatin kolay ve denetimin yetersiz olmasi nedeniyle ambalajli markali ürün üretimi aylik 2500 tondan 1800 tona kadar gerilemistir. Buna karsin açik, denetimsiz ürünlerin üretimi ise yaklasik 800 ton/ay düzeyinden 2200 ton/ay düzeylerine kadar çikmistir. Bu ürünlerin pazar payi % 25’lerden % 55’lere ulasmistir. Bu gelisme piyasa denetim eksikliginden kaynaklanmakta olup, insan sagligi yönünden de ciddi sakincalar da tasimaktadir. Cam temizleyicileri de çamasir agarticilarina benzer bir durum sergilemektedir.


Çamasir yumusaticilari ve genel temizlik ürünlerinde de benzer egilim söz konusudur. Açik ürünlerin pazar payi yükselirken, normal ürünlerin pazar payi gerilemistir.


Otomatik makine tipi bulasik deterjanlari ise hem formülasyon hem de üretim teknolojisi açisindan zor ürünlerdir. Genelde tüketici kendisi için önemli bir yatirimi ifade eden ve korunmasi gereken bulasik makinasini riske atacak davranislardan kaçinmaktadir. Bu nedenle açik ürünler diger ürünlerde oldugu gibi çok fazla talep edilmemektedir.


AB’de deterjan sektörüne bakis


AB’de temizlik maddeleri sektörü 2000 yili sonu itibariyle tüketici fiyatlariyla 24,4 milyar Euro büyüklügüne ulasmis olup, bir yil öncesine göre % 4 artis görülmektedir. Toplam pazarin muhtelif kategorilere göre dagilimi asagida verilmistir.


AISE verilerine göre AB çamasir ve temizlik maddeleri pazari 2001 yili içinde % 4,5 büyüyerek tüketici fiyatlariyla 30 milyar Euro satis hacmine ulasmistir. Bu pazarin yaklasik 1,0 milyar Euro bölümü sabun ( % 3,4), kalan 29 milyar Euro içinde yaklasik 9,0 milyarlik bölümü endüstriyel ürünlerdir. Dogrudan tüketiciye satilan sabun disindaki temizlik maddeleri ise 20 milyar Euro pazara sahiptir. Bu pazar yilda yaklasik % 3-5 oraninda büyümektedir.


2000’li yillarda AB temizlik sektörü içinde büyüme stratejisinin temel itici gücünün ürün yenilikleri ve toplumsal sorumluluk anlayisi olacagi görülmektedir. Ürün yenilikleri konusunda doz ayarlama iyi bir örnek teskil etmektedir. Bu amaçla 1997 yilinda AB’de piyasaya çikartilmis olan tablet deterjanlar 2000 yili sonu itibariyle % 12 pazar payi elde ederek tüketici tarafindan benimsendigini göstermistir.


Diger taraftan, AB temizlik ürünleri sektörü, sektör kuruluslari kanaliyla sosyal bilinçlenmenin topluluk içindeki rolünü iyi degerlendirerek temizlik ürünlerinin çevreye olan olumsuz etkilerini sinirlamak yada askeriye indirmek amaciyla bir dizi çalisma baslatmistir. Bu çalismalarin Türkiye’de faaliyet gösteren üreticileri de yakin bir zamanda etkileyecegi açiktir. Bu çalismalar arasinda sayilabilecek olanlar;


- Sürdürülebilir gelisme,


- Yeni deterjanlar yönetmeliginin hazirlanmasi,


- Tehlikeli kimyasallar ve tehlikeli müstahzarlar tarih ve sinirlamalari (DSD ve DPD),


- Asgari biyolojik parçalanma oranlarinin tanimlanmasi,


- Insan ve çevre sagligi risk analizi (HERA) inisiyatifi,


- Biyositlerin tanimlanmasi ve kontrol altina alinmasi


gibi çalismalar olup yerli üreticilerin de simdiden bu çalismalar konusunda bilgi sahibi olmalarinda yarar görülmektedir.


Deterjan sektörünün rekabet gücü


Üretim teknolojisi dünya teknolojisi ile es düzeydedir. Yaklasik 1,5 milyon ton kurulu kapasite bulunmasina karsin kapasite kullanim orani % 35-45 düzeyindedir. Buna karsin DPT tarafindan yeni kapasite kurulmasi için tesvik verilmektedir.


Hammadde önemli oranda ithalata dayalidir. Türkiye’de kisi basi toplam deterjan ve temizlik maddeleri tüketimi yilda yaklasik 15 kg, AB ortalama tüketim miktari ise kisi basi 23 kilo düzeyindedir. Bu nedenle gelir artisina bagli olarak iç pazarin potansiyeli yüksektir.


Üretimin fabrika çikis maliyeti AB ülkelerinden genelde daha düsüktür ve bunun ihracat potansiyeline etkisinden azami ölçüde yararlanmak gerekir. Piyasa denetimi yok denecek kadar azdir. Yapimi kolay olan ürünlerde “açik tip” yapimi zor olan ürünlerde “ucuz fakat kaliteli” ürünlere dogru çok önemli bir egilim görülmektedir.
 

 

ETİKETLER:

SIVI SABUNDA GELİŞME

SIVI SABUN İMALATI

SIVI SABUN PAZARI

UCUZ SABUN İMALATI

BASİT SABUN ÜRETİMİ - İMALATI

SABUN VE DETERJAN ARASINDAKİ FARKLAR

SABUN NEDİR, DETERJAN NEDİR.

SABUN HAMMADDELERİ, DETERJAN HAMMADDELERİ

SABUN KİMYASALLARI, DETERJAN KİMYASALLARI

SABUNUN PAZAR PAYI, DETERJAN PAZAR PAYI,

SABUNUN ÖZELLİKLERİ, DETERJAN ÖZELLİKLERİ


                                              HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ

KİTAPLAR

DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ

DETERJAN

ANSİKLOPEDİSİ





ENDÜSTRİYEL DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ

ENDÜSTRİYEL

DETERJAN

ANSİKLOPEDİSİ





DETERJAN HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ

DETERJAN

HAMMADDELERİ

ANSİKLOPEDİSİ