ÇAMAŞIR SULARINDA, HİDROJEN PEREOKSİT İLE AĞARTMA:
Çamaşır suları 2 sınıfa ayrılır. İlki “Klorlu çamaşır suları”, ikincisi “Oksijenli çamaşır suları”dır. Evde kullanılan çamaşır suyu veya sodyum hipoklorit, çamaşırları beyazlatmak, kirlerini çıkartmak ve mikroplardan arındırmak için kullanılır. Çamaşır suyunun etken maddesi olan sodyum hipokloritin oranı % 5,25'dir; Sanayide daha yoğun olan tipleri de kullanılmaktadır. Klorlu çamaşır suları genellikle mikrop öldürücü olarak kullanılır. Aktif klor içeren çamaşır suları dayanıksız kimyasallardır ve bir çok iç ve dış etmen nedeni ile bozunabilirler. Bozunmayı hızlandırıcı etkenler şunlardır:
-
Sıcaklık (Sıcaklığın yükselmesi)
-
Metal iyonları (Metal iyonları sodyum hipoklorit ile reaksiyona girerler)
-
Çözeltinin pH ı (En az 11 olmalı)
-
Işık (Hızla bozunmaya neden olur)
-
Derişim (Yükseldikçe bozunma hızlanır) Kolay bozunan bu kimyasalı daha kararlı hale getirmek için üretim esnasında kostik çözeltisi (NaOH) ve kıvamlaştırıcılar katılmaktadır. Yine de Sodyum hipokloritin kolay bozunan bir kimyasal olması saklama şartlarının ön plana çıkmasına neden olur. Satın almalarda mutlaka üretim tarihine bakılmalı, çok uzun süre kullanım düşünülerek gereğinden çok fazla alınmamalıdır. Bütün çamaşır suları doğal oksitleyici değildir. Sodyum ditiyonit, bazı beyazlatma formüllerinde güçlü bir azaltıcı etken olarak kullanılır. Klor dioksit (ClO2), odun kâğıdı hamuru, bitkisel yağlar ve zeytinyağı, selüloz, un, dokumalar ve balmumunun beyazlatılmasında ve daha birçok sanayide kullanılır. Gıda sanayiinde, bazı organik peroksitler (aseton peroksit, benzol peroksit, vb.) ve diğer etkenler (örneğin bromatlar), un beyazlatıcı ve olgunlaştırıcı etken olarak kullanılır. Buğday unu, normalde birkaç hafta depolanınca havadaki oksijen ile beyazlanır. Bunu hızlandırmak için ise benzol peroksit kullanılır. Çamaşır sularını mikrop öldürücü ve koku giderici olarak da kullanırız. Oksitleyici çamaşır suları hücre zarlarına ve hücre proteinlerine etki ederek mikropları öldürür. Evlerde ve hastahanelerde bu amaçla en yaygın kullanılan sodyum hipoklorittir. Kalsiyum hipoklorit, içme suları ve yüzme havuzlarının mikroplardan arındırılması için kullanılır. Bazı beyazlatıcılar çok kötü kokarlar. Bazıları ise, limon suyu ve güneş ışığı gibi serinleticidir. Dişler için kullanılan beyazlatıcılar genellikle sodyum karbonat peroksit içerir. Hidrojen peroksit (H2O2), daha çok saçların ve pamuklu giysilerin ağartılmasında kullanılır. Oksijen ve klor kökleri belirgin şekilde beyazlatma etkisine sahiptirler. Derideki lekeleri gidermek için kullanılan beyazlatıcılar bundan önce bahsedilen beyazlatıcılardan farklıdır. Etken madde “hidrokuinon”dur. Kuru meyvelerin beyazlanmasını azaltmak için sülfür dioksitten yararlanılır. Nasıl beyazlatır: Çoğu boyalardaki ve pigmentlerdeki renk, renk yapıcılar (kromofor) diye bilinen küçük parçacıklar içeren, beta karoten gibi moleküller tarafından üretilir. Moleküllerdeki renk yapıcılar, karbon veya oksijen atomları ile çift bağa sahiptirler. Kimyasal çamaşır suları-beyazlatıcılar iki yoldan biri ile iş yaparlar :
-
Soyum hipoklorit gibi bir oksitleyici çamaşır suyu, renk yapıcı oluşturan kimyasal bağların parçalanmasıyla işlevini yerine getirir. Bu parçalanma, molekülü, renk yapıcı içermeyen veya görünen ışığı soğurmayan bir renk yapıcı içeren farklı bir yapıya dönüştürür.
-
Limon suyu gibi, bir indirgeyici çamaşır suyu, renk yapıcıdaki çift bağı, tek bağa dönüştürerek işlevini yerine getirir.Bu dönüşüm, renk yapıcının görünen ışığı soğurma yeteneğini yok eder. Saf klor gazı renkleri beyazlatırken çamaşır suları, sodyum hipoklorit veya kalsiyum hipoklorit, oksijeni açığa çıkartarak işlev görürler. Sodyum hipoklorit bu işlemi birçok maddelerle tepkimeye giren klor kökleri ve oksitleyici unsurları ile sağlar. Eğer beyazlatıcı, bir asitle temas ederse klor gazı açığa çıkar. Bunu önlemek için, pH değerini yüksek tutmak amacıyla (pH 12), ticari beyazlatıcılara ayrıca alkali maddeler eklenir. Güneş ışığı, benzer sonuçlar doğuran bir çamaşır suyu-beyazlatıcı gibi davranır : genellikle mor ve mor ötesi alanlardaki ışığın yüksek enerji fotonları, renk yapıcıdaki bağları parçalayarak renksiz bir yüzey oluşturur. Buna halk arasında “güneşte soldu” denilir.
Çamaşır suyunun tarihçesi
Keten bezlerin beyazlatılması, eski çağlarda Yunanlılar, Romalılar, Mısırlılar ve Fenikeliler arasında bilinmektedir; fakat bunun nasıl başarıldığı tam olarak açık değildir. Modern çamaşır suları geliştirilmeden önce, kumaşlar genellikle bir dizi tekrarlanan kaynatma ve kül suyu, üre, potas, sülfürik asit, ve yağı alınmış süt içeren asidik ve alkali maddelerle ıslatma işlemleri ile beyazlatılırdı. Keten bezi genellikle güneş ışığına maruz bırakılarak beyazlatılırdı. MÖ 5000 : Mısırlılar giyecekleri beyazlatmak için yıkayıp güneşte kurutmadan yararlanırlardı. MÖ 3000 : Çamaşır suları çoğunlukla tahta küllerinden türetilirdi. Suyla karıştırılarak kül suyu oluşturulurdu. Eğer çamaşırlar belirli süre kül suyu ile ıslatılır ve güneşte kurutulursa mükemmel bir beyazlık elde edilirdi. İşlem kumaş üzerinde zararlı bir sonuç oluşturmayacak şekilde gözle takip edilerek tekrarlanırdı. MS 1000-1200 : Hollandalılar, Avrupa toplumunun çamaşır uzmanı oldular. Sırlarını açıklamaksızın, tahriş edici etkisini azaltmak için ekşimiş sütü, kül çözeltisine eklediler. Bu, ıslatma ve güneşte kurutmanın, kül suyunun tek başına kullanıldığı zamanlara göre daha fazla tekrarlanabilme imkânı anlamına geliyordu. Fakat işlem 8 hafta sürüyordu ve çamaşırları güneşte kurutmak için serilecek geniş alanlar gerektiriyordu. MS 1200 : Çamaşır suyu (Bleach) kelimesi İngilizce sözlüklerde ilk kez yer aldı. 1756 : Edinburglu bilim adamı Francis Home, ekşimiş süt yerine seyreltik sülfürik asitin beyazlatma süresini 12 saate kadar kısalttığını buldu. 1772 : Almanya doğumlu İsveçli kimyacı Karl Wilhelm Scheele, modern çamaşır sularının ana maddesi olan kloru ilk kez keşfetti. Yaklaşık 40 yıl sonra İngiliz kimyacı Sir Humphrey Davy Yunanca'da yeşilimsi sarı kelimesinden türetilen “klor” ismini verdi. 1785 : Evde kullanılan çamaşır suyundaki etken madde olan sodyum hipoklorit, Fransız kimyacı Claude Louis Berthollet tarafından bulundu. Berthollet'nin beyazlatıcısı kostik klorlu potas çözeltisi ile oluşturulmuştu ve ilk olarak 1789'da “Javel Suyu” olarak satıldı. Ancak her bir maddenin tam miktarının karışıma konulması zordu ve potas çok pahalı bir maddeydi. 1799 : İskoçyalı kimyacı Charles Tennant, Berthollet'nin klor fikrini aldı, potas yerine kireçtaşı koydu ve etken beyazlatıcı olarak kalsiyum hipoklorit (CaOCl2) içeren ilk çamaşır tozunu yaptı. On yıl içinde, sadece çamaşırları değil, diğer ürünleri, özellikle yazı kâğıdını da beyazlatan çamaşır tozu bütün Avrupa'da yayıldı. Ancak toz çok fazla klor içerdiği için halâ çok pahalıydı. 1880 : Louis Pasteur, sodyum hipokloritin mikrop öldürücü özelliği olduğunu belirledi. 1897 : Sears Roebuck & Co. firması ürün kataloğuna beş ayrı çamaşır suyunu koydu. 1913 : Oakland-Kaliforniya'da kurulu The Electro-Alkaline Co. firması geliştirdiği bir işlemle kostik soda çözeltisinin klorlanmasıyla türetilen sodyum hipoklorit (NaOCl) çamaşır suyunu yaptı. 1922 : Şirketin ismi Clorox Chemical (şu anda The Clorox Co.) olarak değişti ve sod-yum hipokloritli çamaşır suyu1 pint (=1/8 galon≈0,47 litre)'lik şişelerde piyasaya verildi. Bundan sonra da çamaşır tozunun yerini hızla almaya başladı. Bugün : Sodyum hipoklorit esaslı çamaşır suları büyük ölçüde çamaşır, temizlik ve suların mikroptan arındırılması alanında kullanılmaktadır.
ETİKETLER :
HİDROJEN PEROKSİTLİ ÇAMAŞIR SUYU
OKSİJENLİ ÇAMAŞIR SUYU YAPIMI
KOSLA FORMÜLÜ
RENKLİ ÇAMAŞIRLARA OKSİJENLİ ÇAMAŞIR SUYU
ÇAMAŞIRLARA OKSİJENLİ AĞARTMA
LEKELERE OKSİJENLİ AĞARTMA
HİDROJEN PEROKSİT YAPIMI
SODYUM PER KARBONAT İMALATI
SODYUM PER KARBONAT VE DETERJAN
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
|