MAKALELER / EPOKSİ NERELERDE KULLANILIR..EPOKSİ UYGULAMALARI..
Açık hava kuruması (air dry): Uygulanan boyanın, normal oda sıcaklığında kurumaya bırakılması.
Akrilik (acrylic): Yüksek performanslı su bazlı kaplamalarda kullanılan sentetik reçine.
Akustik boya (acoustic paint): Akustik eşyaların, özelliklerini kaybetmeden boyanabilecekleri boya çeşidi.
Alt tabaka (substrate): Kaplamanın uygulandığı yüzey.
Astar (primers): Boyama işlemi sırasında ilk uygulanan kattır. Boyanın yüzeye daha iyi yapışması için kullanılır.
Balonlanma (bubbling): Boya ya da kaplama kururken yüzeyde baloncukların oluşması. Boyanın fazla karıştırılması ya da
fazla fırça darbesi sonucu oluşur.
Bağlayıcı (binder): Kaplama içinde bulunan ve pigmentlerin bir arada durup yüzeye yapışmalarını sağlayan katı madde.
Yağ, alkid ve lateksten oluşur.
Birincil renkler (primary colors): Sarı, mavi ve kırmızının oluşturduğu ve diğer tüm renklerin kaynağı olan renk grubu.
Çözücü (solvent): Herhangi bir reçineyi çözebilen sıvı. Genelde boyaların uygulandıktan sonra uçup giden sıvı kısmına
denir.
Destekleme (bridging): Boyanın çatlak ya da küçük boşluk doldurabilme kapasitesi.
Emülsiyon (emulsion): Bir sıvı ve içinde asılı duran katı parçacıkların oluşturduğu karışım.
Emülsiyon boyası (emulsion paint): Reçinelerin su içinde asılı durduğu bir boya çeşidi. Örneğin, lateks boya.
Epoksi (epoxy): Bazı kaplamalarda kullanılan çok sert ve dayanıklı sentetik reçine.
Esneklik (elasticity): Boya tabakasının şeklini değiştirip kırılmadan, çatlamadan tekrar eski haline dönebilmesi.
Film kalınlığı (film thickness): Kurumuş kaplamanın yüzey kalınlığı.
Galvanizleme (galvanizing): Paslanmayı önlemek için demir ve çeliğe uygulanan ince çinko kaplama işlemi.
Geçirgenlik (permeability): Film tabakasının, örneğin su buharını geçirebiliyor olması.
Gevreklik (brittleness): Maddenin, eğilip büküldüğü zaman kırılmaya meyilli olması.
Görece nem (relative humidity): Havadaki nemi anlatmak için kullanılan bilimsel bir yöntem. Yüzde olarak ifade edilir ve o sıcaklıktaki olabilecek nemin oranını belirtir.
Gözenekli oluş (porosity): Boya filminin su buharı ya da sıvı geçiriyor olması.
Islak film kalınlığı (wet film thickness): Kaplamanın uygulandığı andaki yüzey kalınlığı.
İkincil renkler (secondary colors): Herhangi iki birincil rengin karışımı olan renk. Örneğin: birincil mavi ve sarı birleşince, ikincil yeşil olur.
Kaplama (coating): Boyalar, vernikler ve lakeler için kullanılan genel bir tabir.
Katalist (catalyst): Kimyasal reaksiyona girdiği zaman, reaksiyonun hızını artıran madde.
Kohezyon (cohesion): Aynı cins moleküller arasında bulunan çekim kuvveti. Bir maddenin moleküllerini bir arada tutan kuvvettir.
Kuruma (curing): Islak boyanın kuruyarak ince bir film tabakası halini alması.
Kuruma zamanı (drying time): Uygulanan kaplama ya da boyanın istenilen sertliğe gelebilmesi için gerekli olan zaman.
Kurutucular (driers): Kaplamalara, kuruma süresini kısaltmak için eklenen kimyasallar.
Alt katlardaki bir pigmentin ya da boyanın son kata ulaşıp istenmeyen bir görüntü oluşturması.
Kusma (bleeding):
Lateks bazlı boya (latex based paint): %100 akrilik, vinil akrilik ve terpolimer gibi sentetik bağlayıcılarla yapılan su bazlı emülsiyon boya. Polimerle pigmentin dengeli bir emülsiyonu.
Pas önleyici boya (anti-corrosive paint): Çelik, demir ve diğer metal yüzeylere uygulanan ve paslanmayı engelleyen ilk kat boya.
Pıhtılaşma (coagulation): Lateks boyalarda reçine parçalarının lastik bir parça halinde birikmesi.
Pigment (pigment): Boyaya renk ve kapatma özelliklerini veren çok küçük ve çözünmeyen parçacıklar. Titanyum dioksit boyanın kapatma özelliğinde en önemli olan pigmenttir.
Polimer (polymer): Molekülleri, belirli bir yapısal düzeni birçok kez tekrarlayarak oluşan bir madde.
Portakal kabuğu oluşumu (orange peel): Boya filmi üzerinde portakal kabuğu gibi bir görüntü oluşması.
Renk korunması (color retention): Boyanın kendi rengini koruyabilme özelliği. Güneş ışığı, tekrar edilen temizlik aktiviteleri ve açık hava renk korunmasını zor hale getirir.
Saklama gücü (hiding power): Boyanın uygulandığı yüzeyi örtebilme özelliği.
Sertlik (hardness): Bir yüzeyin çizilmeye ve darbelere karşı dayanıklılığı.
Solma (fading): Isıya ve ışığa maruz kalarak boyanın rengini yavaş yavaş kaybetmesi.
Su bazlı (water-based): Sıvı içeriğinin çoğu su olan kaplamalar.
Tebeşirlenme (chalking): Bağlayıcının doğa koşullarında zayıflaması üzerine boya tabakası üzerinde oluşan toz.
Termoplastik (thermoplastic): Isındıktan sonra sertleşen ve bir daha da yumuşamayan maddelere verilen ad.
Tiner (thinner): Boyanın kıvamını ayarlamak için kullanılan uçucu organik madde.
Toplanma (agglomeration): Pigmentlerin daha büyük parçalar oluşturmak için bir araya toplanması.
Tozlanma (effloresce): Kaplamanın beyaz kristallerle veya tozla kaplanması. Tuğla duvarlarda çok görülür.
Uzaklaşan renkler (receding colors): Mavi ve tonları gibi, eşyaları ya da yüzeyleri uzaklaştırıyormuş gibi gösteren renkler.
Viskozite (viscosity): Bir sıvının akmaya karşı gösterdiği direnç.
Yakınlaştıran renkler (advancing colors): Kırmızı, turuncu gibi, eşyaları ya da yüzeyleri yakınlaştırıyormuş gibi gösteren renkler.
Yangın önleyici boya (fire retardant paint): Alev yayılmasını engelleyen, yüksek sıcaklıklara dayanabilen ve kapladığı yüzeyi koruyan bir boya çeşidi.
Yapışma (adhesion): Kurumuş boyanın duvarda kırılmadan, bozulmadan kalabilmesi.
Yüzey hazırlığı (surface preparation): Ahşap, metal ya da herhangi başka bir maddenin boyanmadan önce tabi tutulması gereken boyanmaya hazırlık evresi.
ETİKETLER: BOYA ÜRETİMİ,BOYA ÇEŞİTLERİ,PLASTİK BOYA ÜRETİMİ,BOYA HAMMADDELERİ,BOYA HAMMADDESİ,AKRİLİK REÇİNESİ,AKRİLİK BAĞLAYICI,STİREN AKRİLİK,AKRİLİK BOYA FORMÜLLERİ,TOZ BOYA ÜRETİMİ,BOYA PİGMENTLERİ.
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ