test HAMMADDELER ANSİKLOPEDİLERİ - www.hammaddeleransiklopedisi.com - 2014 - DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ - KİMYASAL GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL SANAYİ BOYALARI ANSİKLOPEDİLERİ - PARFÜM ve RENKLİ KOZMETİK FORMÜLLERİ - SAÇ BAKIM FORMÜLLERİ - CİLT BAKIM FORMÜLLERİ - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 1 - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 2 - BİTKİSEL KOZMETİK ANSİKLOPEDİSİ - MADENİ YAĞ ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 1 - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 2 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 1 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 2 - ORGANİK GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - OTO BAKIM ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -1 - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -2 - PASTALAR ve BOYALAR ve YAPIŞTIRICILAR ANSİKLOPEDİSİ | HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ




MAKALELER / CİLT BAKIM KOZMETİKLERİ

CİLT TEMİZLEME KOZMETİKLERİ
Cilt bakımının birinci adımı cildin temizlenmesidir. Burada amaç, cilt üzerinde
birikmiş sebum, sebumun oksidasyonu sonucu oluşan yapılar, ölü deri hücreleri, ter gibi
derinin fizyolojik atıklarının giderilmesi, mikroorganizma ve cilt üzerine yapışmış çevresel
kirliliklerin uzaklaştırılması ve cildin makyaj artıklarından arındırılmasıdır.
Yağ özelliğindeki kirlilikleri su ile arındırmak mümkün olmadığından su ile beraber
sabun kullanılması gerekir. Ancak sabun kullanıldığı zaman deri pH’sı alkaliye kaymaktadır.
Bu sakıncaları nedeni ile sabun dışında kullanılması önerilen bazı ürünler bulunmaktadır.
Bunlar emülsiyon yapısındadır.
1.1. Emülsiyonların Yapısı
Emülsiyon birkaç damla sıvının bir diğer sıvıya aktarılmasıyla elde edilir. Her iki
sıvıda birbiri içinde eriyebilir olmalıdır. Bütün emülsiyonlar 2 maddeden oluşur.
Damlacıklar ve damlacıkların içinde eridiği sıvı. Genelde emülsiyonlar yağ ve su karışımıdır.
Yağ damlacıkları suya damlatılarak yağlı su emülsiyonu elde edilir, su damlacıkları yağa
damlatılarak sulu yağ emülsiyonu elde edilir. Yağ ve suyun, emülsiyonda ayrışarak 2 farklı
tabaka oluşturmasını engellemek ve emülsiyonu kalıcı kılmak için, emülsiyon haline
dönüştüren ajan adı verilen üçüncü bir madde daha eklenmelidir. Sabun, sabunsuz
deterjanlar, setil alkol ve lanolin gibi emülsiyon haline dönüştüren çeşitli maddeler,
damlacıkların çevresini sararlar ve bunların sıvı içinde bir araya gelerek ayrı bir tabaka
oluşturmalarını engellerler. Bir emülsiyondaki damlacıklar, mikroskopla görülebilecek kadar
büyüktür, bu tür emülsiyonlar krem ya da sütlü sıvı şeklindedir.
1.1.1. Kozmetik Emülsiyonlarda Kullanılan Bazı Yağlı Maddeler
Bitkisel Yağlar: Bitkilerden elde edilir. Örn. Badem yağı, zeytinyağı
Mineral Yağlar: Yeraltından çıkarılan petrolden elde edilir. Isıtmada kullanılan
gazlara ve arabalarda kullanılan benzine ek olarak mineral yağlar, petrol jölesi
ve parafinli balmumu içeren petrol ürünleri, emülsiyonlarda yağlı madde olarak
kullanılabilir. Makyaj ürünleri yapımında mineral yağlar, bitkisel yağlara
nazaran daha çok tercih edilir. Çünkü daha iyi çözülebilir, mikroorganizmalar
tarafından bozulmaya ve kirlenmeye daha az eğilimlidirler ve daha az
yapışkandırlar. Mineral yağ tek başına kullanıldığında, sebum için iyi bir
çözücüdür ve kuru deride yağlanmayı azaltır. Bu nedenle, kuru deriye
uygulanan ürünler mineral yağa ek olarak, az miktarda bitkisel yağ içerirler.
Stearik Asit: Beyaz mumsu bir sıvıdır. Bitkisel ya da mineral yağlar kadar
yağlı olmayan, çok hafif bir sıvıdır. Cilt üzerinde vücut ısısında erimeyen yağsız bir tabaka oluşturur.
Lanolin: Koyun yününden elde edilir, sebuma benzer. Açık sarı renktedir. İyi
bir emülsiyon haline dönüştürücü ajan olduğu için mineral yağlara eklenir.
Duyarlaştırıcı olduğu için, bu özelliği kullanıldığı ürünün etiketinde belirtilmelidir.
İzopropil Miristat: Yağ kıvamında, kokusuz bir sıvıdır. Ürünün yağlılığını
azaltmak için mineral ve bitkisel yağlara az miktarda eklenir.
 Ozokerit ve Keresin: Mumlar, yağı koyulaştırıcı maddeler olarak kullanılırlar,
yağı emerek üründeki yağ oranını azaltırlar. Ozokerit yeraltından elde edilir ve
yer mumu olarak bilinir. Arıtıldığı zaman küçük, beyaz, sert kristaller
şeklindedir ve mikro-kristalin yapıdadır. Keresin, ozokeritin arıtılmasıyla elde edilir.
1.1.2. Emülsiyonların Özellikleri ve Cilt Üzerindeki Etkileri
İki tür emülsiyonun, farklı özellikleri ve cilt üzerinde farklı etkileri vardır.
Yağlı Su Emülsiyonları: Yağlı su (Y/S) emülsiyonları, suyla yıkamak suretiyle
temizlenebilir. Suya zamklar ya da polivinil pirolidon (plastik bir reçine),
eklenerek kalınlaştırılırlar. Bu tür emülsiyonlar, aşağıdaki nedenlerden dolayı,
nemlendirici kremler ve makyaj altı kremleri gibi gündüz kremlerinin yapımında kullanılır.
Emülsiyonun ana maddesi sudur ve suyun cilt ile teması yağdan daha fazladır. Bu
suyun bir kısmı, cilt tarafından emilerek hızlı bir nemlenme etkisi yaratır. Ürüne daha fazla
su çekmesi için suya eklenen humektantlar(nem çekici), bu nemlendirme etkisini artırırlar.
Sulu-yağ (S/Y) emülsiyonlarına nazaran daha hafif kremler elde edilir.
Çünkü yağın miktarı daha düşüktür ve ciltte su buharlaştığı zaman deri
üzerinde, çok daha ince yumuşatıcı bir tabaka bırakır.
 Sulu-yağ emülsiyonlarına nazaran daha az ışık yansıtırlar. Sudan daha
fazla yansıtıcı olan yağ, suyun içinde kapalı kalır. Böylece gündüz
kremlerinde, tercih edilmeyen parlak görünümden kaçınılmış olur.
 Suyun buharlaşmasına bağlı olarak ciltte serinlik etkisi yaratır.
 Sulu-Yağ Emülsiyonları: Su içinde yağ (S/Y ) emülsiyonları, su ile kolaylıkla
karışmaz ve yalnızca su ile ciltten temizlenemez. Bir bezle silinerek ya da yağ
çözücü veya temizleyici kullanılarak çıkartılabilir. Bileşimindeki su yavaş
buharlaştığı için, çok az serinlik yaratırlar. Bu emülsiyonlar, aşağıdaki
nedenlerden dolayı, daha çok gece kremleri, masaj kremleri ve temizleme kremlerinde kullanılırlar.
 Daha yağlandırıcı ve emicidirler, çünkü yağın deri ile teması suya oranla daha fazladır.
 Yağ daha fazla oranda bulunduğu için, yağlı-su emülsiyonlarından daha koyu kıvamlı ve yağlıdır.
 Işığı fazla yansıtma ve cilde parlaklık verme etkileri vardır. Ancak gece
kremlerinde ve ciltte çok kısa süre kalan kremlerde kullanıldıkları için bu etkileri önemli değildir.
Ciltte nemli ve yumuşak bir etki bırakmaları için kozmetik emülsiyonlar, ciltte belli
bir süre kalmalıdır. Nemlendirici kremler ve gece kremleri, cilt ile çok kısa süreli teması olan
temizleyici ve masaj kremlerine nazaran daha yararlıdır.
1.1.3.Maddelerin Cilt Tarafından Absorbsiyonu (Emilmesi)
Bazı kozmetik kremlerine, özellikle gece kremlerine, cilt tarafından emilerek cildi
iyileştirmek amacıyla, bazı bileşimler eklenir. Üst derinin fonksiyonu, emilmeyi
sınırlandırarak vücudu korumaktır.
Bazı yağlı maddelerin, yağ bezleri ve kıl kökü yoluyla alt deriye ulaştığı
bilinmektedir. Bunlar A vitamini ve dişilik hormonu olan östrojen içerirler. Ancak cilt
tarafından emilen A vitamini miktarı, ağız yoluyla alınan miktara oranla çok daha azdır.
Östrojen kremleri, derinin suyu depolama özelliğini yenileyerek yaşlanmayı geciktirirler. Bu
amaçla kullanılan kremler sürekli olarak kullanılmalıdır, ancak bunların istenmeyen yan etkileri de vardır.
Temizleme kozmetikleri birkaç türde bulunabilir. Bunlar; kremler, jeller, losyonlar,
köpükler, derin kozmetikte kullanılan maskelerdir.
1.2. Kremler
1.2.1. Tanımı
Temizleyici kremler hem etkin bir temizlik yapıp hem de cilt üzerinde ince bir tabaka
oluşturan cildin kurumasını engelleyen ürünlerdir.
1.2.2. Çeşitleri
 Yağ oranı fazla olan kremler ( S/Y )
 Su oranı fazla olan kremler ( Y/S )
1.2.3. İçerikleri
Balmumu-boraks emülsiyon yapısındaki krem iyi bir yüz temizleme özelliğinin
yanı sıra, masaj ve yumuşatıcı krem olarak da kullanılır. Balmumu–boraks (gold) kremde su
veya fazı arasındaki ara yüzeyde, boraks ile erimiş balmumundaki mum asitlerinin
oluşturduğu, mum asitlerinin sodyum tuzu bulunmaktadır.
Balmumu-boraks kreminin önemli bir özelliği, herhangi bir emülsiyon yapıcı
eklenmesi gerekmeden, S/Y veya Y/S tipinde emülsiyon elde edilmesi mümkün olmasıdır.
Emülsiyonda %45’in altında su içeren balmumu-boraks sistemlerinin S/Y tipi emülsiyon
oluşturduğu, %45 oranının üzerinde su içerenler ise yağ/su tipi emülsiyon oluşturdukları saptanmıştır.
Bu kremlerin dayanıklılığını arttırmak için sorbitan, seskioleat veya sorbitan, setearat
gibi noniyonik emülsiyon yapıcılar kullanılır. S/Y tip ürünlerin yıkanabilme özelliğini
arttırmak için sodyum lauril sülfat veya sodyum setil sülfat gibi yüzey etkin maddeler eklenebilir.
1.3. Jeller
1.3.1. Tanımı
Yumuşak kaygan yapıda, cildi temizlerken nemlendirme özelliğine sahip ürünlerdir.
1.3.2. Çeşitleri
Sulu jeller
 Yağlı jeller
 Yağ jelleri

1.3.3. İçerikleri
Sulu jellerin bir kısmı hiç yağ içermezken, bir kısmı çok az yağ içerecek şekilde
hazırlanmaktadır. Hafif makyajı temizleyebilen bu jeller, hem silinerek hem de su ile
yıkanarak cilt üzerinden uzaklaştırılabilirler.
Hiç yağ içermeyen sulu jellerin formülasyonunda karboksivinil polimeri veya
selüloz türevleri, yüzey etkin maddelerin sulu / alkollü karışımı ve nemlendirici maddeler
kullanılır.
Yağlı jeller, emülsiyon yapısında veya sıvı kristal yapıdadır. Cilt üzerinde
kullanılırken yapıları yağ / su tipi emülsiyona dönerek kolaylıkla su ile yıkanabilir duruma
gelir. Yüksek temizleme gücüne sahip oldukları için ağır makyaj temizliğinde kullanılırlar.
Yağ jeller ise sadece silinerek cilt üzerinden uzaklaştırılan ürünlerdir. Kullanım
sonrasında cilt yüzeyinde bıraktığı yağ tabakasının uzaklaştırılabilmesi için, temizleme
köpüğünün kullanılması önerilmektedir.
1.4. Losyonlar
1.4.1. Tanımı
Şeffaf, yarı şeffaf veya opak (sedefli beyaz) görünümlü sıvı ürünler olup yüz
temizleme amacı ile kullanılmaktadır. Losyonlar özellikle hafif makyaj temizliği için veya
sabah yüz temizliğinde sabun kullanmak istemeyen kişilere önerilen ürünlerdir.
1.4.2. Çeşitleri
Şeffaf olan veya alkol içeren losyonlar
 Temizleme sütü

1.4.3. İçerikleri
Losyonun temizleme gücünün arttırılması için formülasyona yüksek oranda yüzey
etkin madde (temizleyici madde) eklenebilir. Şeffaf ve alkol içeren losyonlar, yüzey etkin
maddenin alkollü çözeltileri olup, nemlendirici içeren bu ürünler hızlı bir temizleme ile
beraber ferahlık hisside oluşturur. Özellikle gençler tarafından tercih edilir.
Temizleme sütü Y/S türündeki ürünlerdir. Bu formülasyonda, yüzey etkin madde
oranı azaltılmış ve buna göre fiziksel dayanıklılığı artırmak için, magnezyum alüminyum
silikat gibi sentetik zamklar, selüloz türevleri veya karboksivinil kopolimeri kullanılmıştır.
1.5. Köpükler
1.5.1. Tanımı
Hafif alkali özellikte, temizleme özellikleri çok iyi, yapılarında nemlendirici ve
yumuşatıcı maddeler bulunan, yumuşak krem görünümünde maddelerdir.
1.5.2. İçerikleri
Formülasyonunda köpük oluşturucu madde olarak alkali yağ asidi sabunları, hafif
asidik olanların fomülasyonunda ise, aminoasit yapısında yüzey etkin maddeler kullanılır.
Bunlara ek olarak noniyonik yüzey etkin maddelerde eklenebilir.
1.6. Yağlar
1.6.1. Tanımı
Yoğun makyajın çıkarılması için kullanılan yağ oranı yüksek temizleme ürünleridir.
1.6.2. Çeşitleri
 Yağ oranı yüksek
 Su oranı yüksek
1.6.2. İçerikleri
Yıkanarak çıkan türdeki ürünlerde farklı sıvı yağlarla birlikte, yüzey etkin maddeler
kullanılır. Ürünün su ile arındırılabilmesi için yüzey etkin maddelerin, Y/S türünde
emülsiyon oluşturacak şekilde olmalıdır.
1.7. Maskeler
1.7.1. Tanımı
Cildi ve gözenekleri temizleyen, içinde bulunan nemlendirici ve yumuşatıcı maddeler
sayesinde veya cilt üzerinde kaldıkları süre içerisinde, deriden nem kaybını engelleyerek,
deriyi nemlendirme, yumuşatma özelliğine sahip ürünlerdir. Yüzü bir film tabakası şeklinde
kaplayarak deri yüzeyinin sıcaklığını artırıp, kılcal damarları genişleterek uygulama sonrası
hafif bir pembelik verir.
1.7.2. Çeşitleri
Kullanılan temel maddeler esas alınarak yapılan maskeler dörde ayrılır:
Mum Esaslı Maskeler
 Kauçuk / Vinil Esaslı Maskeler
 Hidrokolloid (Jel Oluşturan Maddeler) Esaslı Maskeler
 Kil Esaslı Maskeler

1.7.3. İçerikleri
Mum esaslı maskeler; genellikle balmumu veya parafin mumundan oluşur. Bu
ürünlere, cilde bir fırça yardımıyla kolayca sürülebilmesi için parafin jeli, setil veya stearil
alkol eklenir. Cilt üzerinde mum görünümün sağlanabilmesi için, formülasyonda genellikle
mikrokristalin mum kullanılır. Ürünün cilt yüzeyinden kolayca ayrılabilmesi için kauçuk
kullanımı önerilir. Bütün mum esaslı ürünler oda sıcaklığında katıdırlar. Eritilerek kullanılır.
Sıkıştısıcı ve sakinleştirici etkilerinden dolayı, özellikle olgun ciltler için uygundur. Bunlar
aşırı renklendirmeye musait ve hassas ciltler hariç tüm ciltler için uygundur.
Kauçuk / vinil esaslı maskeler kullanımı kolay olduğundan evde kullanıma
uygundur. İçeriğinde lateks; vinil esaslı maskelerde ise polivinil alkol veya vinil asetat gibi
film oluşturan maddeler kullanılır.
Hidrokolloid esaslı maskelerin formülasyonunda, jelatin, karagen, sodyum
karboksi metil selüloz, kazein, karbopol gibi jel oluşturucu maddeler ve gliserin, sorbitol
veya propilen glikol gibi nem çekici maddeler kullanılır.
Bu ürünler, kuru toz halinde veya katı jel şeklinde üretilirler. Bu tür maskeler deri
yüzeyindeki kirlilikleri çekecek kadar katı maddeler içermedikleri için yeterli cilt temizliği
yapamazlar. Yapılarına bal, çinko oksit, kükürt, hamamelis ekstresi veya badem yağı gibi
maddeler konularak değişik etkili maskeler elde edilebilir. Uygulamanın ardından kolay
kuruyabilmeleri için yapılarına etanol de eklenebilir.
Kil esaslı maskelerin hazırlanmalarında bentonit veya kaolen gibi killer kullanılır.
Bunlar sonradan su ve hammamelis, gülsuyu karışımı ile karıştırılarak kullanılacak toz
halinde veya kullanıma hazır sulu karışım halinde, macun şeklinde üretilirler. Bunlar cilde
sürüldükten sonra cildi sıkıca kavrarlar. Kirlilikler yüzeye çekilir. Killi içerikli olanlar yağı,
teri emerek, deri hücrelerini gevşetir ve içindeki maddelere bağlı olarak, kan dolaşımını
uyarır veya sakinleştirir.
Süspansiyon (birbiriyle karışmayan sıvı faz içinde dağılmış katı parçacıklar)
halinde hazırlanmış kil esaslı maskelerin formülasyonuna, hem fiziksel dayanıklılığı
artırmak hem de cilt üzerinde kuruyan tabakaya direnç verebilmek için hidrokolloidler
eklenir. Plastikleştirici olarak gliserinde eklenmektedir. Kil esaslı maskelere, salisilik asit,
kükürt veya cilt rengini açmak için su ile karıştırılınca serbest oksijen veren (çinko veya
magnezyum peroksit, üre peroksit) maddeler konur. Krem şeklinde üretilenlere bitkisel yağlar katılabilir.
1.7.4. Uygulama Yöntemi
Maskelerin bir kısmı soyularak bir kısmı ise silinerek veya yıkanarak ciltten
uzaklaştırılır. Soyularak uzaklaştırılan maskeler jel, çamur veya toz şeklinde, diğerleri ise
krem, jel, çamur şeklinde hazırlanmıştır.
Soyularak uzaklaştırılan toz şeklinde hazırlanmış maskeler su ile karıştırıldıktan
sonra cilde uygulanır ve ciltten soyularak uzaklaştırılır. Ciltten soyularak uzaklaştırılan
maskelerin epidermisin str. corneum yani keratin tabakasını almalarından dolayı, haftada bir
veya iki defa kullanımı önerilmektedir. Ayrıca soyularak ciltten uzaklaştırılan maskeler
soyma sırasında yüzdeki küçük tüyleri de kopartarak koyu renkli tüylerin çıkmasına neden olabilir.
Silinerek veya yıkanarak kullanılan maskeler, yüze sürüldükten sonra kurumaya
bırakılır ve ıslak pamuk parçaları ile maske ıslatılarak yüzden uzaklaştırılır veya yıkanarak ciltten arındırılır.
1.8. Fiziksel Soyucular (Peeling)
1.8.1. Tanımı
Bu ürünler, cildin en dışında bulunan ve ölü hücrelerden oluşan keratin tabakayı (str.
corneum) aşındırarak uzaklaştıracak maddeleri taşıyan, keratin tabakası üzerinde kimyasal
bir aşındırma yapmadan, cildin daha temiz ve parlak görünmesini sağlayan; neden oldukları
fiziksel etki ile deride uyarıcı etki oluşturan ürünlerdir.
1.8.2. Çeşitleri
 Su İçeren Soyucu Ürünler
 Su İçermeyen Soyucu Ürünler
1.8.3. İçerikleri
Su içeren soyucu ürünler; çamur, jel veya krem benzeri ürünlerdir. Bunlar suda
çözünmeyen aşındırıcılar içerirler. Bunların içerdikleri aşındırıcı maddeler doğal kabuklar,
tohumlar (kayısı çekirdeği, badem kabuğu, üzüm çekirdeği, şeftali çekirdeği, fındıkkabuğu,
pamuk tohumu kabuğu gibi), farklı polimerler (boncuk veya toz polietilen, toz naylon,
polipropilen, selüloz boncuklar, polistiren) ve sünger taşıdır. Bunların aşındırma güçleri
taneciklerin sertliklerine, şekline ve boyutuna bağlıdır.
Su içermeyen ürünler, suda çözünebilen aşındırıcı maddeler (farklı tuz ve şekerler)
içerirler. Bunlar genellikle yüz hariç vücudun diğer bölgeleri özellikle el ve ayaklar için
önerilmektedir. Taşıyıcı olarak, sıvı parafin, sentetik esterler ve farklı viskozitelerdeki
(akışkanlık) silikon yağı gibi yağlar veya glikoller kullanılmaktadır. Bu ürünlerde kullanımı
tercih edilen aşındırıcı maddeler, farklı deniz tuzları, magnezyum sülfat ve sodyum
klorürdür.
Fiziksel olarak cildin üst tabakasını soyan maddeler yapılarına göre; doğal, organik
veya inorganik özellikte olabilir. Doğal kaynaklı olarak farklı tohum ve kabukların
kullanımının yanı sıra, mısır koçanı taneciklerinin, hidrojen bitkisel yağlardan elde edilmiş
muma benzer taneciklerin, jojoba mumundan elde edilmiş boncukların ve yumurta
kabuğunun kullanıldığı görülmektedir.
En aşındırıcı madde alüminyum oksit olduğu saptanmıştır. Polietilen boncukların
daha yumuşak olmaları nedeni ile az aşındırıcı; sodyum tetraborat dekahidrat taneciklerinin
ise yumuşak olmaları ve kullanım sırasında çözünmeleri nedeni ile, en az aşındırıcı
özelliğine sahiptir.
Bu maddelerin soyma işlemi yanı sıra derideki sebum salgısını denetim altına aldığı
görülmüştür. Cildi mekanik olarak aşındırıp soymanın diğer bir yöntemi de, poliesterlerden
üretilmiş süngere benzer bir yapının kullanılmasıdır. Ülkemizde geleneksel olarak kullanılan
”keseleme” aynı işlemi görmektedir.

2. CİLT SIKIŞTIRICI KOZMETİKLER
2.1. Tonik

2.1.1. Tanımı
Cildin sıkıştırılması amacı ile ciltteki gözeneklerin daralmasını sağlarlar. Sebum
üretimini kontrol altına alıp, cildin yağlanma olasılığını azaltıp cildi ferahlatırlar ve kısmen
keratin tabakası üzerinde soyucu bir etki oluşturan ürünlerdir. Cilt temizliğinden sonra
temizleyiciye ait artıkların giderilmesi amacı ile de kullanılmaktadır.
2.1.2. Özellikleri
 Alkol Oranı Yüksek Olanlar
 Alkol Oranı Düşük Olanlar
2.1.3. İçerikleri
Çözücüsü su veya su / alkol karışımı olan bu ürünler, içerdikleri bazı etkin
maddeler için taşıyıcı görevi görürler. Büyük çoğunluğu renklendirilmiştir. Cilt tipine bağlı
olarak içerdikleri etanol miktarı değişmekle beraber, bazı sıkıştırıcılar hiç etanol içermezler.
Alkol içinde süspande olarak, kil içerecek şekilde hazırlanmış olanlar ise, fazla sebumu
emici özelliktedirler.
Sıkıştırıcı etkisi orta düzeyde olan ürünlerde genellikle büzücü madde kaynağı
olarak hamamelis bitkisinden elde edilmiş ve “witchhazel” olarak bilinen hamamelis ekstresi
olarak kullanılmaktadır.
Yağlı ve karma ciltler için, tanen (büzücü madde) oranı daha yüksek olan bitkisel
ekstrelerle birlikte, daha yüksek oranda alkol kullanılır. Kuru ciltler için nemlendirici özelliği
fazla olan, alkol oranı çok az olan veya alkol hiç içermeyen ürünler kullanılmaktadır. Cilt
tipine bağlı olarak alkol oranı %60’a kadar çıkarsa, alkolün kurutucu etkisinin azaltılması
için, alkolde çözünebilen etoksillenmiş lanolin türevleri gibi yumuşatıcı maddeler
eklenmektedir.
Bazı sıkıştırıcılara katyonik özellikli yüzey etkin madde eklenerek, hem
temizleyici, hem de bakteri öldürücü ürünler elde edilebilir. Bazı sıkıştırıcılar hamamelis
suyu yerine veya birlikte alüminyum klorhidrat, çinko sülfat veya potasyum aluminat gibi
büzücü maddeleri de içerebilir.
Cilt sıkıştırıcı ürünler büzücü maddelerin yanı sıra meyve asitleri, farklı
vitaminler, antioksidanlar, serinletici maddeler, salisilik asit, allantoin, flavonoid esterleri,
kolojen, hyluronik asit, seramit, ve retinol içerecek şekilde hazırlanabilirler. Özellikle bu cilt
sıkıştırıcı ürünlerin içerisinde, alfa(α)-hidroksi asitler kullanılarak cildin ölü hücrelerden
kurtulması kolaylaştırılmış olur. Aynı zamanda bu asitlerin yağlı, yağlanmaya veya sivilceye
yatkın ciltler için önerilen toniklerde kullanılması, cildin daha temiz görünmesini sağlar.
Cildin UV ışınlarına karşı korunabilmesi için beta(β)-glukan eklenmesi yararlıdır.

3. CİLDİN NEMLENDİRİLMESİ VE YUMUŞATILMASI
3.1. Nemlendiriciler

3.1.1. Tanımı
Cildin var olan dengesini korumak, cildi nemlendirmek, yumuşatmak ve dış
etkenlerin neden olacağı hasarı önlemek için, kullanılması gereken cilt bakım ürünleridir.
Sağlıklı cilt esnek ve kuru olmasına karşın, kuru cilt sert ve pütürlü özelliktedir.
Kuru ciltte ölü hücreler ( keratin ), plaka ve şeritler halinde gözle görülebilecek
şekilde Str. Corneum tabakasından dökülürler. Bu şeritlerin kenarları yukarı doğru
kıvrılarak, cilt üzerinde pul pul görünüme neden olurlar. Yumuşatıcı maddeler (emoliyanlar),
ayrılan tabakanın arasını doldurarak, cilde kaygan ve pürüzsüz bir görüntü kazandırır.
Deriyi esnek ve yumuşak durumda tutan yapı temelde sudur. Str. Corneum
tabakasındaki su oranının % 10’un altına inmesiyle kozmetik kuru deri belirtileri ortaya
çıkmaktadır. Derinim su tutma veya bağlama oranı kişiden kişiye değişmektedir. Derinin dış
ortamdan su çekişi veya derinin alt tabakalardan üst tabakalara doğru gerçekleşen su alışı,
farklılık göstermektedir.
Str. Corneum deriden su kaybını engelleyen önemli bir tabaka olmasına rağmen
rüzgâr, güneş ışını, kuru sıcak veya kuru soğuk hava, sabun ve yüzey etkin maddelerle
yapılan cilt temizliği veya organik çözücülerle temas gibi bazı dış etmenlerle, koruyuculuk
özelliği azalmaktadır.
Yapılan çalışmalar, kuru deri belirtilerinin oluşmasında, sebum üreten yağ
bezlerinin çalışma hızının veya sebum miktarının azalmasının etkili olmadığını göstermiştir.
Kozmetik açıdan bakıldığında, suyun buharlaşmasını engelleyen, Str. Corneum hücreleri
arasında bulunan epidermal lipitlerinin azalmasıdır.
Epidermal lipitlerin hücreler arasındaki yerleşimi, sıvı kristal özellikte çifte tabaka
oluşumuna neden olmaktadır. Bu yapının yaklaşık %50’si seramitlerden, %25’i
kollesterolden, %25’i yağ asitlerinden oluşmaktadır. Kolesterol, hücreler arasındaki yapıyı
akışkan hale getirerek, derinin yumuşak ve kıvrılabilir olmasını sağlayıcı özelliği vardır. Str.
corneum hücreleri arasındaki lipit karışımının ana maddesi, yapısında linoleik asit
bulunduran seramitlardir. Bunun azalması suyun hızla buharlaşıp derinin kurumasına neden olmaktadır.
3.1.2. Çeşitleri
 Jel Şeklinde
 Krem Şeklinde
 Losyon Şeklinde
3.1.3. İçerikleri
Makro (büyük) moleküllü hidrofilik (su seven) yapılar, su moleküllerini tutabilen
çok sayıda hidrofilik grup içerdikleri için str. Corneum’dan geçememelerine karşın cilt
üzerinde yarı geçirgen, higroskobik (su çekici) bir film tabakası oluştururlar. Hyaluronik asit,
kondroitin sülfat, kolajen ve elastin bu amaçla kullanılmaktadır.
Nem çekici maddeler (hümektanlar), str. Corneuma penetre(giriş yapma) olduktan
sonra etkili olan maddelerdir. Bu maddeler, çevredeki atmosferin nemi %40-50’yi aşınca Str.
Corneum’daki su içeriğini artırmaktadır. Nem çekici maddeler, str. Corneum arasındaki
boşlukları doldurmazlar. Buna karşılık, str. Corneum’un kalınlığında ölçülebilir bir artışa
neden olur. Cilt üzerinde bulunan nem çekici maddeler suyu tutar, ancak kuru hava
koşullarında bu hava derhal buharlaşır ve atmosferde yeterli düzeyde nem olmaması
durumunda, str. Coreum’un altındaki tabakalardan su molekülleri üst tabakaya hareket eder.
Dolayısı ile nemlendirici maddelerin, epidermis’ten su kaybı üzerine etkisi tümüyle havadaki
nem oranına bağlıdır.
Nemlendirici ve yumuşatıcı cilt ürünlerine, str.corneum’da su tutulmasının
sağlanması ve azalan epidermal lipitlerin yerine konması amacı ile seramitler, linoneik asit
veya linonelik asidin pantotenik asit, farklı vitaminler (A,C,E) eklenebilir. Nem çekici olarak
gliserin, sorbitol, propilen glikol, dipropilen glikol, 1,3-butilen glikol, polietilen glikoller,
sodyum laktat, üre, PCA gibi hidrofilik ve su moleküllerini çeken özellikte maddeler
kullanılır.
Nemlendirici ve yumuşatıcı ürünler, düşük viskoziteli (akışkan) emülsiyon (şeffaf
veya opak losyon), yüksek viskoziteli emülsiyon (krem), çözelti (şeffaf losyon) veya jel
şeklinde üretilmiş sistemlerdir.
Jel şeklinde hazırlanmış olanlar sulu veya yağlı jel özelliğindedirler. Sulu jel
şeklinde üretilenlerden, yüksek oranda nem çekici içerenler, masaj amaçlı kullanılır.
Yalnızca su takviyesi amacıyla kullanılan sulu jeller örtücülük özelliği az olan ürünlerdir.
Özellikle yaz mevsiminde kullanılmak üzere veya yağlı cilde sahip kişilere önerilmektedir.
Yağlı jeller ise, temelde ciltteki nemin buharlaşmasını engelleyerek ve yağ takviyesi
yaparak, kış mevsiminde kullanılmak üzere veya kuru ciltli kişilere önerilen ürünlerdir.
Yağlı jeller esas olarak emülsiyon yapısındadırlar.
Losyonlar içerdikleri yağ oranı ve emülsiyon tipine göre sınıflandırılabilir. S/Y
tipinde olanların yağ oranları % 30–50 arasında, Y/S tipinde olanların yağ oranı ise % 3–40
arasında değişir. Bu ürünler cilt yüzeyine çok kolay yayılır. Bazıları masaj amaçlı, bazıları
makyaj altı ürünü olarak, bir kısmı da el-ayak ve vücut için kullanılmaktadır.
Dış fazı su olan losyonlar gündüz kullanımı için önerilirken, dış fazı yağ olanlar gece
kullanımı için daha uygundur. Son zamanlarda “oil-free” olarak adlandırılan, yağ olarak
uçucu silikonları içeren, cilde uygulandıktan sonra silikon buharlaşmakta ve yağlılık hissi
oluşmadan cildi nemlendiren ürünlerde vardır. Cilt üzerindeki fazla yağı alarak parlamayı
önlemek amacı ile bu ürünlere talk, kil veya bazı sentetik polimerlerde eklenebilmektedir.
Krem olarak adlandırılan akıcı özellikte olmayan ürünlerin temel amacı,
losyonlardan daha fazla örtücü özellik göstermeleri nedeniyle, cildin nem dengesini korumak
ve aynı zamanda cildi nemlendirip yumuşatmaktır. Masaj amaçlı veya makyaj amaçlı da
kullanılmaktadırlar.
Dış fazı su olan kremlerin içerdiği yağ oranı %10–85 arasında, dış fazı yağ
olanların yağ oranı ise % 20–85 arasında değişmektedir. Dış fazı yağ olanlar örtücü
özellikleri daha iyi olmasına rağmen, cilt üzerinde yağlılık ve yapışkanlık hissi oluşturabilir.
Formülasyonların hazırlanmasında, yüzey etkin madde olarak noniyonik özellikte olanlar
(gliseril monosetearat, sorbitan yağ asidi esterleri gibi) veya anyonik özellikte olanlar (yağ
asidi sabunları veya Na-alkil sülfatlar gibi) kullanılmaktadır. Bazı kremlerde her iki tip
yüzey etkin madde birlikte kullanılabilir.
Setearat sabunu yüzey etkin madde olarak kullanıldığı kremler, “Vanishing”
krem veya setearat kremi adıyla bilinmektedir. Bu kremler cilde sürüldükten sonra fark
edilmezler ve cilt üzerinde mat bir film oluşturdukları için, gündüz kullanımında en çok
tercih edilen ürünlerdir. % 10–20 oranında yağ içeren dış fazı su olan ürünlerin
formülasyonunda, sabun yapısındaki yüzey etkin maddelerin yanı sıra, noniyonik özellikte
yüzey etkin maddelerde kullanılır.
Yağ oranı % 20’den fazla olan kremler vanishing krem diye adlandırılmazlar.
Vanishing kremlerin yağlı fazlı, yüksek kaliteli stearik asitten oluşur. Bu stearik asit, % 50
palmitik asit % 48 distearik asit, % 1 oleik asit, % 1 miristik asitten oluşan bir karışımdır.
Formülasyonda serbest yağ asitlerinin varlığı nedeni ile, kremin pH ‘sı sabun molekülünden
dolayı alkali değil, nötr (6.0–6.9) olmaktadır. Vanishing krem cilde mat bir görünüm
vermesine karşın, kendisi inci gibi parlar. Bunu engellemek için lanolin veya lanolin esterleri
eklenir. Formülasyonda ayrıca nem çekici maddeler olan sorbitol veya propilen glikol
bulunmaktadır.
Vanishing krem yapısına, sıvı parafin, yüksek oranda setil alkol, lanolin ve türevleri,
izopropil miristat veya izopropil linoleat gibi yağlı maddelerin eklenmesi ile fon-dö-ten
kremler elde edilir. İnci gibi parlamayan, cilt üzerinde yağlılık hissi oluşturmayan fon-dö-ten
kremler tutma özelliklerinin çok iyi olması nedeni ile, iyi bir makyaj altı kremidir. Pigment
içeren renkli fon-dö-ten kremlerde vardır. Bu ürünler talk, titanyum dioksit veya bentonit
gibi maddeler içermektedir.

4- TIRAŞ KOZMETİKLERİ
4.1.Islak Tıraş İçin Kullanılan Kozmetikler

Islak tıraş için kullanılan ürünlerin temel işlevi, sakalı yumuşatmak ve tıraş
bıçağının cilt üzerinde rahatça kaymasını sağlamaktır. Bu ürünler cilt için tahriş edici özellik
göstermemeli, kesilen kılların yüzden kolayca uzaklaşmasını sağlamalı, cilt üzerine
uygulandığında tıraş kremi bitmeden kurumamalı, fiziksel ve kimyasal dayanıklılığı
sağlanmış olmalıdır.
Yumuşama kılların suyu emmesi sonucu oluşur. Bu sırada suyun sıcak olması kılın
suyu emme hızını arttırır. Sakalın yumuşama hızı, ıslatıcı maddelerin varlığına, pH’nın
arttırılmasına veya kıl üzerindeki sebum’un uzaklaştırılmasına bağlı olarak değişebilir.
Tıraşın ıslak veya kuru yapılması, ihtiyaç duyulan ürünün cinsini ve özelliklerini
etkilemektedir. Bu nedenle, tıraş için kullanılan ürünler ıslak tıraş için, kuru tıraş için ve tıraş
sonrası ürünler olmak üzere üç bölümde incelenmektedir.
4.1.1. Köpüren Tıraş Kremleri
4.1.1.1.Tanımı
Küçük hava kabarcıklarından oluşan, yoğun köpük oluşturabilen, fırçaya ve cilt
üzerine kolayca yayılabilen, su ile kolayca uzaklaştırılabilen, ısıtıcı özelliği iyi olan, tahrişe
neden olmayan ürünlerdir. Sakalı iyi yumuşattığı için tercih edilen ürünlerdir.
4.1.1.2. İçerikleri
Köpüren tıraş kremleri, alkali metal sabunlarının su ve gliserin içindeki dağılımlarıdır.
Ürün %30–50 arasında sabun içermektedir. %75 stearik asit ve %25 Hindistan cevizi yağı ile
köpük karışımı çok iyi olan kremler elde edilmektedir. Yağ asitlerinin sabunlaşması için
genellikle, sodyum ve potasyum hidroksit karışımı 1.5 oranında kullanılır.
Ürünün kurumaması için kütleye, %15 civarında gliserin, sorbitol veya propilen
glikol gibi nemlendirici madde içerir. Bu maddeler aynı zamanda kremin daha yumuşak
olasını sağlar. Zeytinyağının da aynı zamanda yumuşatıcı olarak kullanılabileceği
bildirilmiştir. Köpüğün devamlılığını sağlamak amacıyla, değişik yüzey etkin maddeler veya
serinletici maddeler, anti bakteriyel maddeler de kullanılmaktadır.
Köpüren tıraş kremlerinin pH değeri 10 civarındadır. Yağ asitlerinin bulunduğu bu
karışımda, pH değerinin yüksek olması dikkat çekicidir. Bunun nedeni sabunlaşmayan
alkalinin ortamda kalmasıdır. Köpüren tıraş kreminin inci gibi parlamasının nedeni,
ortamdaki yağ asitleri ve stearat sabununun sıvı kristal bir yapı oluşturmasıdır.
4.1.1.3.Uygulama Yöntemi
Sakal bölgesi önceden su ile ıslatılır. Islak sakal fırçasının üstüne kâfi miktarda tıraş
kremi konur. Sakal bölgesinde dairesel hareketlerle, sakal fırçasındaki krem köpürtülerek
sakallar yumuşatılır.
4.1.2.Köpüren Tıraş Çubukları
4.1.2.1.İçerikleri
Bu ürünler, %80 oranında yağ asidi sabunu, %5–10 gliserin ve %8–10 arasında su
içeren karışımın yongalar haline getirilip kurutulmasından sonra, renk, koku, opaklık verici
maddelerle karıştırılması ve daha sonra şekil verilmesiyle elde edilir. Yağ asidi ve sabun
oranı açısından köpüren tıraş kremlerine benzer.
4.1.2.2.Uygulama Yöntemi
Sakal bölgesi önceden su ile ıslatılır. Sakal fırçası suda ıslatılarak köpüren tıraş
çubuğuna dairesel hareketlerle sürülerek köpürtülür. Daha sonra dairesel hareketlerle yüze
sürülerek sakallar yumuşatılır.
4.1.3. Tıraş Köpükleri
4.1.3.1. Tanımı
Aeresol şeklinde ambalajlanan bu ürünlerin esası Y/S emülsiyonlarıdır. Bu yapı
basınç altında sıvı duruma gelmiş itici gazın, sulu faz veya yüzey etkin maddeden oluşan
karışım içinde dağılması sonucu oluşur. Püskürtülme sırasında, dışa yüzey etkin madde ve
sulu karışımdan, içi ise itici gazdan oluşan damlacıklar havaya yayılır. Basınç normale
döndüğü için, damlacıkların içindeki gaz derhal buharlaşır ve su ile yüzey etkin maddeden
oluşan köpük meydana gelir.
4.1.3.2.İçerikleri
Bu ürünlerin formülasyonunda, yağ asitleri, alkali madde, yüzey etkin madde,
nemlendirici, kaydırıcı, serinletici ve koruyucu madde, itici gaz kullanılmaktadır. Köpüğün
miktarına göre değişen yağ asidi olarak, %7–9 oranında uzun zincirli yağ asidi
kullanılmaktadır. Yağ asidi içinde yüksek oranda stearik asit varlığı, oldukça sert köpük
oluşumuna neden olmaktadır. Bunun yerine laurik asit kullanımı, köpüğün daha yumuşak
olmasına neden olarak, formülün püskürtme özelliklerinin iyileşmesini sağlamaktadır.
Sorbitol ve propilen glikol gibi maddeler, formülasyondaki suyun bir kısmını bağlayarak, cilt
üzerindeki köpüğün hemen kurumasını engellerler.
Sıvı parafin, düşük viskoziteli silikon yağları, lanolin veya %1–2 oranında izopropil
miristat, köpüğün kaydırıcılığını azaltır. Tıraş köpüklerinde yüzey etkin madde kullanımının
farklı nedenleri vardır. Bunlar emülsiyonun fiziksel dayanıklılığını artırmak, köpüğün ıslatıcı
özelliğini iyileştirmek, köpük ve tıraş artıklarının suda dağılmasını kolaylaştırmak, cildin
yumuşamasını sağlamak olarak sıralanabilir.
Tıraş sonrası olası enfeksiyonu önlemek amacıyla, kullanılan ırgasan DP300 veya
ufak çizik ve kesiklerin iyileşmesini hızlandırmak için kullanılan allantoin’dir. Bunların
sonunda tıraş sonrası yanma hissini önlemek için, mentol gibi serinletici maddeler
eklenmektedir. Uyarıcı etkiye sahip maddelerin kullanımı ile, kılın mümkün olan en kısa
şekilde kesilmesi sağlanabilir. Bu maddeler kıl çevresindeki kasları uyararak, sakal kılının
0.2- 0.3 mm kadar dışarıya itilmesini sağlarlar. Bu şekilde yapılan bir tıraştan sonra kaslar,
tekrar eski duruma geleceğinden, sakal sanki cildin yaklaşık 0.2-0.3 mm altından kesilmiş
gibi olur. Bunlar imodozinler, morfolinlerdir.
4.1.4. Sonradan Köpüren Aeresol Jeller
4.1.4.1. Tanımı
Aeresol kabı içinde ambalajlanmış ve jel özelliğinde olan bu ürünler yüze sürüldükten
sonra, yapıda bulunan düşük kaynama noktasına sahip alifatik hidrokarbonların buharlaşması
ile deri yüzeyinde köpük oluştururlar.
4.1.4.2. İçerikleri
Kullanılan aeresol kabında jel kütlesi ile itici gaz ayrı bölümlerde bulunmaktadır. Jel,
sulu sabun karışımı veya suda çözünen sarkosinat tuzu, suda çözünebilen jelleştirici madde
ve 37 C˚ de köpük oluşumunu sağlayacak buharlaşma basıncı 41–96 kPa olan maddeden
oluşur. Bu ürünlere benzil alkol eklenmesinin tahriş derecesini azalttığı görülmüştür.
4.1.5. Köpürmeyen Tıraş Kremleri
4.1.5.1. Tanımı
Fırçasız kullanılan ve köpürme özelliği olmayan bu ürünler Y/S özelliğinde
emülsiyonlardır. Yapıları vanishing kreme çok benzemekle beraber, içerdikleri yağ ve
emülsiyon oluşturucu oranı çok daha yüksektir. Bu ürünler, tıraş sonrasında herhangi bir
tahriş oluşturmadan cilde mat bir görünüm verirler.
Uygulama sırasında cilt üzerindeki tabaka, tıraş sırasında cildin yumuşamasını
sağlayarak olası hasarı azaltır. pH değerlerinin 7.5-8.5 olması daha az tahriş yapmasını
sağlar. Ayrıca emülsiyon suyun sakalı ıslatıp yumuşatması zor olduğundan, bu ürünlerin
kullanılmasından önce, yüzün sabun ve suyla yıkanıp ıslak cilde sürülmesi önerilmektedir.
4.1.5.2. İçerikleri
Bu ürünleri yağlı fazı, sıvı parafin veya uzun zincirli yağ asidi esterleri
yumuşatıcılardan balık nefti, kolesterol, setil alkol, setearil alkol, lanolinden oluşur. Kremin
sulu fazında ise, potasyum veya trietanolamin stearat türü sabun oluşturucular, emülsiyonun
fiziksel dayanıklılığını arttırmasının yanı sıra sakalın yumuşamasını ve kolay yıkanabilir
olmasını sağlamak için yüzey etkin madde kullanılmaktadır.
Ürününün dayanıklılığını arttırmak için, jel oluşucu maddelerden arap zamkı,
sodyum aljinat, polivinil prolidon, poliakrilik asit ve türevleri kullanılırken, kremin
kurumasını önlemek için ise nemlendirici madde olarak gliserin, sorbitol, propilen glikol
içermektedir.
Sabun içeren köpürmeyen tıraş kremlerinin yanı sıra, sabun içermeyen özellikte
köpürmeyen tıraş kremleri de bulunmaktadır. Bunlar temel olarak lauril veya setil alkol gibi
uzun zincirli alkoller ve yüzey etkin madde ile hazırlanır. Su kullanılmadan tıraşın
yapılmasına olanak veren ve doğrudan sakala sürülerek kullanılan emülsiyon şeklinde
hazırlanmış ürünlerin içinde %0.5 oranında balmumu içermektedir.
Başka bir çeşit üründe de süspande halde çözünmeyen tanecikler kullanılmıştır. Bu
taneciklerin tıraş bıçağının cilt üzerinde daha iyi kaymasını ve bıçağın cilde değerek, küçük
kesiklerin oluşumunu engellediği belirtilmiştir.
4.2. Kuru Tıraş İçin Kullanılan Kozmetik Ürünler
4.2.1.Tanımı
Elektrikli tıraş makinesiyle yapılan tıraşa kuru tıraş denmektedir. Bu işlem
sırasında, sakalın kuru olması gerekir. Ayrıca terleme ile oluşan tabakanın yüzeyden
uzaklaştırılması, makine ile cilt üzerindeki sürtünmeyi azaltarak, daha etkili bir tıraş
yapılmasına neden olur.
4.2.2.Çeritleri
 Çözelti Şeklinde
 Çubuk Şeklinde
 Toz Şeklinde
4.2.3.İçerikleri
Çubuk şeklinde hazırlananlardan bir kısmı, sodyum stearat ve etanolden oluşmuş,
gliserin ve uygun bir kaydırıcı içeren, katı jel görünümlü ürünlerdir. Burada amaç, alkolün
kılı sertleştirerek tıraş makinesi tarafından daha kolay kesilmesini sağlamaktır. Çubuk
şeklinde hazırlanan diğer bir ürün de, cilt üzerindeki yağ ve ter bezi sağlısını emmek
amacıyla hazırlanmıştır. Buna yönelik olarak talk, koloidal, çinko veya magnezyum stearat,
magnezyum veya kalsiyum karbonat kullanılmaktadır. Toz halinde olan bu maddelerin, bir
bağlayıcı varlığında, yarı katı durumdaki sulu karışımları hazırlanıp kalıplara aktarılır ve
daha sonra kütledeki su uçurulur. Uçurucu olarak koloidal magnezyum, aliminyum silikat
kullanılır. Bu üretim yönteminin yanı sıra, toz karışımının yüksek basınç altında
sıkıştırılması ile çubuk elde edilebilir.
Kuru tıraş için kullanılan toz ürünler, genellikle aeresol kabında tüketiciye
sunulmaktadır. Çinko oksit, çinko stearat, kaolen ve kalsiyum karbonat, itici gaz içinde
topaklanma eğilimi gösterdikleri için aeresol şeklinde hazırlanamazlar. Talkın bu şekilde
kullanılabilmesi için ise, itici gaz içinde dağılmasını sağlayacak kolloidal silika, nişasta,
magnezyum karbonat veya stearat formülasyona eklenir. Toz kütlenin oranı, püskürtme
düzeneğinin tıkanmaması için, aeresol içeriğinin %15’inden fazla olmamalıdır.
Çözelti şeklinde hazırlanan kuru tıraş öncesi ürünler, büzücü bir etki oluşturarak,
sakalın bir miktar sertleşmesini ve ürperme kaslarını uyararak, kılların mümkün olduğunca
dik duruma gelmesini sağlamalıdır. Hızla kuruyarak, yüzdeki mevcut nemi kısa sürede
buharlaştırmamalı, ayrıca pH değerini keratinin izoelektirik noktasının altına getirerek, kılın
şişmesini, dolayısı ile tıraşın zorlaşmasını engellemelidir. Ürünlerin büzücü etkisi, ürünlerin
hidroksiklorür gibi bir maddenin eklenmesi ile arttırılabilir.
Bunlara ek olarak, serinletici madde, uygun bir antiseptik madde ve uyarıcı etki
gösteren maddelerde formülasyona sokulabilir. Ürünler sulu çözelti ve yağlı çözelti şeklinde
hazırlanabilir. Yağlı çözelti şeklinde hazırlananlar cilt üzerinde kaygan bir tabaka
oluşturarak, tıraş makinesinin neden olabileceği, deri üzerindeki küçük hasarların oluşmasını
engeller. Kayganlık oluşturmak amacıyla, izopropil miristat gibi yağ asidi esterleri
kullanılmaktadır. Bu ürünler cilde, ya elle doğrudan veya bilyeli kapak düzeneğini taşıyan bir ambalaj ile uygulanabilir.
4.3.Tıraş Sonrası Kullanılan Kozmetik Ürünler
4.3.1.Tanımı
Islak veya kuru tıraş sırasında, kılların uzaklaştırılmasının yanı sıra, derinin en
dıştaki ölü tabakasından da kayıp olmaktadır. Özellikle kılların deriden çıktığı noktalardaki
hasar ve tahriş önemlidir. Ayrıca tıraş sırasında deride az veya çok kimyasal tahrişin
oluştuğu, bunun nedeninin de, formülasyonda bulunan sabun veya yüzey etkin maddelerin
deri geçirgenliğini arttırarak, tahrişe neden olacak moleküllerin, derinin alt tabakalarına
ulaşması olduğu bildirilmiştir. Bu nedenden dolayı, tıraş sonrası cildin rahatlaması, tahrişin
giderilmesi, gerginlik hissinin yok edilerek cildin yumuşaması, tıraşa bağlı olası bir
enfeksiyon oluşumunun engellenmesi için, tıraş sonrası bazı kozmetik ürünler kullanılmaktadır.
4.3.2.Çeşitleri
 Çözelti
 Jel
 Köpük
 Losyon
 Toz
4.3.3.İçerikleri
Çözelti tipi tıraş sonrası formülasyonlar, kozmetik pazarında losyon adı altında
pazarlanmaktadır. Bunlar temel olarak parfüm içeren sulu etanollü berrak çözeltiler olup,
%5’i geçmeyecek oranda gliserin, sorbitol veya propilen glikol gibi nemlendirici maddeler
içerir. Formüle, derideki gerginlik hissini yok etmek için, izopropil miristat veya lanolin gibi
bir madde de eklenebilir.
Yapılan bir çalışmada, su içermeyen tıraş sonrası ürünlerde silikon yağının
kullanılmasının, derideki tahrişi belirgin derecede azalttığı saptanmıştır. Ürün içindeki
alkolün, sürüldükten sonra oluşturacağı serinlik etkisinin devamı ve arttırılması için, %1’den
az oranda mentol kullanılır. Alkolün hafif büzücü etkisini desteklemek amacıyla,
formülasyona, hamamelis ekstresi, çinko veya aliminyum türevi maddeler eklenir. Sabun
içeren tıraş ürünlerinden sonra alkaliye kaymış deri pH’sını normal deri pH’sına
getirebilmek için, borik asit veya laktik asit kullanılabilir. Ayrıca, deride tıraş sonrasında
oluşan küçük yaraların iyileşmesini hızlandırmak için, %0.1-0.2 oranında allontoin de
sıklıkla formülasyona eklenebilir.
Çözelti veya jel şeklinde hazırlanan tıraş sonrası ürünleri yüksek oranda etanol
içermeleri nedeniyle, deride ek bir tahrişe neden olabilirler. Bu sorunu gidermek düşük alkol
oranına sahip veya Y/S emülsiyonu şeklinde hazırlanmış bir ürünün, kullanılması ile
mümkün olabilir.
Toz şeklinde hazırlanmış olanların yararları, tıraş sonrasında oluşan küçük çizik
veya yaraların örtülmesi ve cildin parlamasının önlenmesidir. Bu amaçla, talk kaolen,
magnezyum karbonat, kalsiyum karbonat, çinko oksit veya titanyum dioksit
kullanılmaktadır.
Tıraş sonrası hazırlanan ürünlere, olası bir enflamasyonun engellenmesi için,
yapıda antienflamatuar (iltihap sökücü) madde bulunan bitkisel karışımların, hidrokortizon
asetatın, asetil salisilik asidin eklenebileceği bildirilmiştir. Ayrıca bu preparatlara, protein
hidrolizatları, pantenol, sodyum laktat veniazinamid gibi maddeler eklenerek, tıraş
sonrasında derinin bakımını da sağlayacak ürünler hazırlanabilir.


 

                                         HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ