test HAMMADDELER ANSİKLOPEDİLERİ - www.hammaddeleransiklopedisi.com - 2014 - DETERJAN ANSİKLOPEDİSİ - KİMYASAL GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL SANAYİ BOYALARI ANSİKLOPEDİLERİ - PARFÜM ve RENKLİ KOZMETİK FORMÜLLERİ - SAÇ BAKIM FORMÜLLERİ - CİLT BAKIM FORMÜLLERİ - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 1 - DEZENFEKTANLAR ANSİKLOPEDİSİ - 2 - BİTKİSEL KOZMETİK ANSİKLOPEDİSİ - MADENİ YAĞ ANSİKLOPEDİSİ - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 1 - ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ 2 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 1 - GIDA ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - 2 - ORGANİK GÜBRELER ANSİKLOPEDİSİ - OTO BAKIM ÜRÜNLER ANSİKLOPEDİSİ - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -1 - YAPI KİMYASALLARI ANSİKLOPEDİSİ -2 - PASTALAR ve BOYALAR ve YAPIŞTIRICILAR ANSİKLOPEDİSİ | HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ
HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ




MAKALELER / ESANS VE ÖZELLİKLERİ - hammaddeler ansiklopedisi

Kompoze esans, natürel bazlı eterik yağlar (essential oil, uçan yağ) ile organik kimyasal maddelerin uygun bir şekilde formüle edilmesiyle oluşturulan sentetik koku maddesidir. Kompoze esansın yapısı üç ana fonksiyonel gruptan oluşur:
•Üst Not (Top Note)
•Kalp Notu (Heart Note)
•Dip Not (Base Note)
Üst Not / Top Note: Esansı ilk kokladığımızda algılanan çarpıcı kısımdır. Bu not, uçuculuğu fazla olan genelde küçük moleküllü kimyasallar ile natürel maddelerden oluşmaktadır. Citrus yağları, hafif meyveli notlar, yeşil notlar ve uçucu çiçeksi notlar gibi yüksek uçuculuktaki aromatik materyallerle elde edilir. Turunçgil, zencefil kokuları keskin ve çabuk buharlaşmaları nedeniyle üst not bileşenlerinde sıkça kullanılır. Bu bölüm, kalp notundaki esansın karakterini belirleyen ana maddelerin tamamlayıcısıdır. Bu bölümü oluşturan maddeler evaporation (buharlaşma) hızı ve süresine göre numaralandırılarak gruplandırılır. Heart ve Base Note`taki maddelerin burnumuza taşınmasına yardımcı olarak kokunun daha rahat ve karakterine uygun olarak algılanmasını sağlar.
Kalp Notu / Heart Note: Esansın karakteristik kokusunu yansıtan kısımdır. Bu not, esansın temelini oluşturan orta uçuculuktaki esans bileşenleriyle oluşturulur. Örnek olarak gül, lavanta, yasemin, portakal çiçeği absolutleri, bitki ve baharatların doğal yağları verilebilir. Bu bölüm top notlar uçtuktan sonra daha çok belirginleşir. Örneğin gül veya mimoza tarzı bir kokunun kalp notu bu kokuların natürellerinin içerdiği maddelerle birlikte onları tamamlayıp kuvvetlendiren diğer kimyasal ve natürellerdir. Kalp notu oluşturan maddelerin evaporation hızı, top notu oluşturan maddeler kadar fazla değildir. Heart not esansın yaklaşık %30 luk bölümünü oluşturur.
Dip Not / Base Note: Esansın son fazıdır. Alt ve orta notlar bir parfümün temasını belirler. Esansın kalıcı ve derin olması dip notuna bağlıdır. Bu kısım uçuculuğu çok olmayan genelde büyük moleküllü kimyasallar ile natürel eterik yağ ve resinoidler yer almaktadır. Vetyver resinoid, styrax, tolu resinoid, musk, sandal wood oil, patchouli oil ve düşük uçuculuğa sahip diğer aroma kimyasalları gibi coumarine ve vanillin baz notlara örnektir.

 

ESANSTA KOKU TARZLARI
Esansın tarzı, duyusal özelliğin belirlenmesidir. Natürel kokuların temeli elde edildikleri maddelerin grubunu tanımlar. Kompoze esanslar bu kokular baz alınarak oluşturulmuş sentetik kokulu maddeler olduğundan anımsattıkları kokuya göre tarzları belirlenir.
*Narenciye - Turunçgil (Citrus - Hesperidia): Bergamot, limon, portakal, mandalina, greyfurt, portakal çiçeği, misket limonu (lime), petitgrain, neroli oil gibi hammaddelerden oluşur. Parfümlerde ferahlık ve hafiflik vermesi amacı ile kullanılır. Odunsu ve baharatlı notlarla iyi uyum sağlar.
*Obur (Gourmand): Kahve, karamel, kek gibi yenilebilir şeyleri anımsatan food flavors (yiyecek aroması) denilen kokuları kapsar.
*Meyvemsi (Fruity): Kavun, şeftali, elma, mango, ananas, papaya (kavun ağacı) gibi meyve notlarının belirgin olarak hissedildiği tek veya kombine meyve kokularıdır.
*Çiçeksi (Floral): Çiçek kokularıdır. Bu grupta net olarak tek bir çiçeğin kokusu (single floral, fr: soli flora) algılandığı gibi kombine çiçek kokuları (floral bouquet) da algılanır. Sardunya (geranium), sümbül (hyacinth), iğde çiçeği (oleaster flower), yasemin (jasmine), orkide (orchid), lavanta (lavender), zambak (lily), gül (rose) gibi kokular örnek verilebilir. Lily of the valley masumiyeti ve saflığı, orange tuberose veya ylang-ylang ise cinselliği, menekşe (violet) ve müge (muguet) kokuları ile bilinen süsen (iris) grubu ilkbaharı anımsatır. Bright floral diye adlandırılan grup ise tek ve çoklu floral grupların karışımı olarak bilinir.
*Baharatlı - Itırlı (Spicy - Aromatic): Egzotik, yakıcı ve kuvvetli kokulardır. Defne, adaçayı, anason, ardıç, biber, biberiye (rosemary), defne, fesleğen, lavanta, muskat (little coco), karabiber, kakule (cardamom), karanfil (clove), nane (mint), safran, tarçın (cinnamon), tarhun (tarragon), yenibahar (allspice), zencefil (ginger), zerdeçal (curcuma), kekik (thyme) yağları örnek verilebilir.
*Fougere: Fransızcada Fern (aşk merdiveni=eğrelti otu) anlamına gelir. Genellikle lavanta veya coumarin gibi maddeleri içeren, koklandığında ferahlık ve hafif baharatlı hissi veren genellikle bay parfüm olarak kullanılan kokuları kapsar.
*Yeşil (Green, Herbaceous): Ot, çimen gibi bitkisel (herbal) kokuları ifade eder. Tazelik hissi verir. Yeşil kokuların çoğu Galbanum’dan (fresh, woody, spicy) türemiştir. Yeşil kokular doğallığı, freshliği ve gençliği ifade eder. Chypre tarzının biraz daha hafifi olarak da yorumlanır.
*Şipir (Chypre): Fransızcada Kıbrıs anlamına gelen chypre tip kokular sert ve kuvvetli (leathery) kokulardır. Zambak, gül veya yasemin gibi floral kokularla odunsu kokuların karışımından oluşan kombinasyonlardır. Günümüzde pek tercih edilen bir tarz değildir.
*Hayvansal (Animal): Civet, musk ve amber bu tip kokulardır. Amber notları, sıcak, tatlı ve şehvet uyandırıcıdır. Hayvansal maddelerin fixatif özelliği de olduğu için sıklıkla base not olarak kullanılırlar. Hayvansal kokular vanilya, çiçek, odun kokuları,  camphor (nane ruhu) veya tütün kokuları ile birleştirilebilir.
*Oryantal (Oriental): Yoğun, kuvvetli ve egzotik kokulardır. Misk (musk), vanilya (vanilla), baharat, tropikal çiçekler, ıtırlı bitkiler, tütün, animal notlar ve değerli ağaçların balsam (benjamin ve tolu balsam gibi)  kombinasyonlarından oluşurlar.
*Tütün (Tobacco): Kokusu oldukça kuvvetlidir, odun, ağaç, vanilya gibi koku tarzları ile pudrajlı veya soft kokularla kombine edilebilirler.
*Odunsu (Woody): Sıcak, kuvvetli ve ağır kokulardır. Kalıcılıkları fazladır. Virginia cedar, gaiacwood, patchouli, vetiver, oakmoss ve sandalwood gibi yeni kesilmiş ya da kuru odun kokularını veya ormanı ifade eder.
*Aldehidik (Aldehyde): Acıbadem gibi burnu hafif uyarıp gıdıklayan ve yapısında aldehyde kimyasalların ağırlıklı olduğu kokulardır. Bayan kokuları ve yumuşatıcı kokularında sıklıkla aldehyde kimyasallar kullanılır.
*Su ve hava ile ilgili (Oceanic, Ozone, Aquatic, Marine, Cool): Temizlik ve modernlik ifade eder. Şelale, temiz hava, rüzgar gibi transparan, ferahlık verici kokuları ifade eder. Yeşil notlarla beraber kullanıldığında yağmur sonrası duyumsanan kokuları anımsatırlar. Yosun kokulu hammaddelerle (oakmoss) sıklıkla kombine edilirler.
Kokuları tanımlarken sıklıkla kullanılan bazı terimler vardır:
Sweet:
Tatlı
Powdery: Pudrajlı
Soft: Yumuşak
Clean: Sabunsu, temiz

ESANS HAMMADDELERİ
Esans hammaddeleri iki grupta toplanır:
1-Kimyasal maddeler
2-Naturel maddeler (uçan yağ, eterik yağ, essential oil)
1-Kimyasal Maddeler (aroma compound): Esans yapımında kullanılan kimyasal maddeler tümüyle organik maddelerdir. Alkol, aldehit, keton, amin, ester, eter, terpen, tiol gibi organik grupların aromatik türleri kompoze esans yapımında kullanılmaktadır. Bu maddeler çoğu kez çeşitli kimyasal reaksiyonlarla sentez yoluyla, nadiren naturel maddelerden elde edilir. Kimyasal maddeler, kimya sanayi gelişmiş ülkelerde sentez yoluyla üretilir. Ülkemizde, üretimi yapılan kimyasal maddeler çeşit ve miktar olarak çok azdır. Esans sanayinde kullanılan kimyasallar hiçbir zaman %100 saflıkta değildir. Saflık oranı genelde %95-99 arasındadır. Bazen de izomer karışımları olabilirler.
2-Natürel Maddeler: Genellikle doğadaki tek bir kokulu bitkiden veya hayvansal salgılardan fiziksel metotlar ile elde edilen az-çok uçucu olan ürünlerdir. Bu maddelerin uluslar arası adı Essential Oil, ülkemizde kullanılan isimleri Uçan Yağ veya Eterik Yağ’dır. Bitkisel menşeyli essential oil bitkilerin çiçek, yaprak, meyve, tohum, gövde ve kökleri gibi çeşitli kısımlarından elde edilir. Örneğin; çiçeklerin taç yaprakları (petals of flowers or blossoms): Gül, yasemin, menekşe, portakal, papatya, ylang-ylang… Koku duygu dünyamızı etkileyen en önemli öğedir, bazı davranış ve tepkilerin oluşmasına neden olur. Örneğin duyulan taze ot, yaprak ve yeşillik kokusu, ferahlık, yaşam heyecanı ve baharı anımsatır. Güzel bir çiçek kokusu da, huzur, mutluluk ve rahatlık duygusu verir.
Yaprak (leaf): Biberiye (rose mary), defne, fesleğen (basil), defne (bay), kekik (thyme, oregano), nane (peppermint, spearmint), okaliptüs (eucalyptus), karanfil (clove), styrax, …
 Meyve kabuğu (peel): Bergamot, greyfurt, limon, misket limonu (lime), portakal, mandalina…
Tohum (seed): Anason (anis), havuç (carrot), acıbadem (almond), kereviz (celery), kimyon (cumin), küçük Hindistan cevizi veya muskat (nutmeg)…
Ağaç kabuğu (bark): Tarçın (cinnamon), çam (pine)…
Kök (root): Zambak (orris), kedi otu (valerian), zencefil (ginger)…
Reçine (resin): Myrrh, Buhur veya tütsü (frankincence)…
Ağaç (wood): Camphor, cedar, rosewood, sandalwood, ardıç (juniper)…
Olgunlaşmamış bitki meyvesi (berry): yenibahar (allspice)... Naturel maddeler tek bir madde değildir, birçok kimyasal maddenin çeşitli oranlardaki karışımlarıdır. Bu nedenle bitkinin türü, cinsi ve üretildiği bölgeye göre essential oillerin içeriği de değişir. Örneğin; Türk, Bulgar ve Rus gül yağları arasında kimyasal yapı farkı vardır. Dolayısıyla buna bağlı olarak koku ve kalite farkı da vardır.
Esmer amber, kehribar (ambergris, amber): Erkek Kaşalot (İspermeçet) balinasının cinsel organından dışarıya salınan ve salındığı dış ortamda okside olmuş yağlı bir yumrudur. Parfümeri dilinde ambergris yerine amber kelimesi kullanılır ama bu terim mücevheratta kullanılan sarı amber ile karıştırılmamalıdır.
Castoreum: Kuzey Amerika’da yaşayan bir tür kunduzun salgı bezlerine ait kokulu keselerden elde edilir.
Civet: Afrika, Hindistan vb. ülkeler de değişik türleri bulunan Viverridae ailesinden gelen bir cins farenin koku keselerinden elde edilmektedir. Bu madde civet-musk olarak da bilinmektedir.
Musk (misk): Başlangıçta Asyalı erkek musk geyiklerinin mide ve üreme organlarından elde edilmekte olan bu madde günümüzde sentetik olarak üretilmektedir çünkü nesilleri tükenmekte olan bu hayvanlar yasalarla koruma altına alınmış ve uluslararası ticareti yasaklanmıştır. Musk geyikleri dağ hayvanlarıdır. Türlerden birisi Himalaya dağlarında, diğerleri Kore, Çin, Sibirya, Kazakistan ve Moğolistan`ın dağlık bölgelerinde (örneğin Altay Dağları) yaşar.
Honeycomb (petek): Bal arılarının oluşturduğu peteklerin destilasyonu sonucu elde edilir.
Diğer naturel kaynaklar: Likenler (lichens) ve deniz yosunları (seaweed) bu gruba girer. Likenlerden oakmoss ve treemoss gibi maddeler elde edilir. Yosunlardan elde edilen yağlar ise oldukça pahallı olduğu için bunların yerine sentetikleri kullanılır.
Essential oiller fiziksel özellik ve saflıklarına göre ürün tipi olarak 3 grupta toplanırlar ve şöyle adlandırılırlar:
1- Absolut=ABS
2- Concret
3-Oleresin=Resinoid
Absolut=ABS: Essential oillerin en saf tipidir. Uçan yağdan başka madde içermez. Concret ürünlerin içindeki waxların alkolle uzaklaştırılmasıyla elde edilir. Alkollü ekstrakt daha sonra vakum altında destile edilerek alkol ayrılır. Saf olarak essential oil elde edilir. Absolut, esansın en yoğun halidir ve bu sebeple en pahalısıdır.
Concret: Çiçek yaprak veya bitkinin diğer kısımlarının herhangi bir solventle ekstraksiyonundan elde edilen essentail oil bitkisel waxların ve solventte çözünen bitkisel maddelerin karışımıdır. Yarı katı görünümdedir. Wax ve resinoid içerdiğinden çözünürlüğü çok zor olan maddelerdir. Esanslarda kullanıldığında esansın çözünürlüğünü azaltır.
Oleoresin=Resinoid: Genelde bitkilerin kuru dal, gövde gibi kısımları ya da kurutulmuş yosunların uygun solventle ekstraksiyonundan elde edilirler.  %80-90 oranında resin ve essentail oil karışımıdır, çeşitli saflaştırma yöntemleri ile essential oiller ile resinler birbirinden ayrılır. Resinoidler çoğunlukla, parfümü oluşturan uçucu bileşenlerin buharlaşmasını yavaşlatan fiksatif maddelerdir, akışkanlığı az, yapışkan, koyu renkli, berrak ve de çözünürlüğü azdır. Genelde bu maddeler utgun solventlerle karıştırılarak satışa sunulur ve ku

 

PARFÜMÜN TARİHÇESİ
İnsanoğlunu adeta büyüleşmiş olan kokunun tarihçesi insanlık tarihi ile birlikte başlar. Menşei eski Mezopotamya, Mısır ve Çin ‘e dayanır. Gelişmesi ise Doğu kültürleriyle beraber Avrupa ile olmuştur. Koku, M.Ö. 4000’li yıllarda insan yaşamına kokulu bitki ve reçinelerin yakılması ile yani tütsü ile girmiştir. Eski çağlardan beri kokuyu ifade eden sözcük PARFÜM dür. PARFÜM kelimesi Latince kökenli olup DUMANDAN ÇIKAN anlamındaki PER-FUME kökünden türemiştir. Eski zamanlarda insanlar badem, kişniş, mersin, kozalaklı ağaç reçinesi, bergamot gibi otları ve baharatları yakıp kokulandırma yapıyorlardı. Parfüm eldesini ise yağlarla çiçeklerin taç yaprakları, çeşitli ot ve bahartları kuvvetli bir şekilde ezip harmanlayarak yapıyorlardı.
Eski Mısırlılar dini törenlerde kokulu bitki ve çiçeklerden elde edilen hoş kokulu yağları tütsü ile birlikte tanrıları memnun etmek üzere kullanılmışlardır. Güzel kokuları yaşamın ötesine de taşıma isteğiyle ölülerini güzel kokulu yağlar ile mumyalayıp,  mezarlarına armağan olarak kokulu yağlar ve kremler koymuşlardır. Firavun Tutankhamon’ un mezarında yapılan kazılarda parfüm şişeleri ve krem vazoları bulunması, II. Ramses’in tanrı Ra için Karnak’taki Ammon Ra tapınağının duvarlarına “Sana güzel kokulu bitkiler ve en görkemli kokularla birlikte otuz bin öküz kurban ettim.” yazdırması, kokunun ne kadar değerli kabul edildiğinin göstergesidir. Sık sık yıkanmayı gerektiren Doğu sıcağının etkisiyle koku dini amaçlar dışında güzel kokmak için vücuda sürülerek kullanılmaya başlandı. Koku, maddelerin havaya sürekli yaymış oldukları uçucu, kimyasal moleküllerdir. Havada dağılmış olan bu moleküllerin duyumsanması ise koku almadır. Duyumsanan tek bir koku, aslında çok sayıda farklı molekülün meydana getirdiği bir etkidir.
Koku alma denilince akla ilk gelen burun olmasına rağmen aslında koku almanın sadece %5’lik kısmı burunda gerçekleşir. Geri kalan %95’lik kısım, tamamen beyinde gerçekleşir. Bu uçucu moleküller burnun iç kanallarında nemli olfaktör epitel dokuda bulunan yaklaşık 6-10 milyon sinir hücresi (nöron) tarafından elektriksel titreşimlerle beyindeki koku merkezine iletilir. Böylece koku beyinde duyum haline gelir. Bu merkez hafıza; tat alım ve dengeden sorumlu merkezlerle de bağlantılıdır. Ortam ısısı ne kadar yüksek olursa buharlaşma da ısı ile doğru orantılı olarak artacağı ve moleküller daha geniş bir alana yayılacağı için algılayacağımız koku da o kadar net olur. Koku duygu dünyamızı etkileyen en önemli öğedir, bazı davranış ve tepkilerin oluşmasına neden olur. Örneğin duyulan taze ot, yaprak ve yeşillik kokusu, ferahlık, yaşam heyecanı ve baharı anımsatır. Güzel bir çiçek kokusu da, huzur, mutluluk ve rahatlık duygusu verir. Koku alma duyusu ile hafıza birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Çevremizdeki kokuları yabancılık çekmeden tanımamızın nedeni koku hafızasına sahip olmamızdır. Her türlü koku, özel bir kodlamayla koku belleğimizde arşivlenir. Bir kokuyla karşılaştığımız anda, bu arşive başvurup kokuyu teşhis ederiz. İlk defa duyumsadığımız, hafızamızda bilgileri bulunmayan bir kokuyu da diğer kokulara benzeterek yorumlarız. Böyle bir belleğimiz olmasaydı, bir kokuyu tanımlamak imkânsız hale gelecekti.
Koku duyusu çok hasas bir duyudur. İnsan uyuduğunda dahi çalışır. Duman kokusunu aldığı zaman, kişi hemen uyanacaktır.Ayrıca insan 10,000 kadar kokuyu ayırt edebilir. Aslında koku duyumuzun kapasitesi düşündüğümüzden çok daha büyüktür. Hatta bazı araştırmacılar bunu belirli bir rakamla sınırlandırmanın yanlış olacağını zira koku duyumuzun sayılamayacak kadar çok kimyasal bileşimi ayırt edebilecek düzeyde olduğunu ifade etmektedir. Koku belleğini görsel ve işitsel hafızadan ayıran önemli bir nokta vardır. Kokuya ilişkin bilgilerin diğerlerine göre daha uzun süreler boyunca kalıcı olduğu anlaşılmıştır. Bir kokuyu algılamanızla birlikte birçok anınızın da canlanması işte bu nedenledir.
11. yy`da İranlı İbn-i Sina (Avicenna), damıtma yoluyla gülsuyunu ve bugün essential oil (uçan yağ, eterik yağ) dediğimiz koku verici maddeyi gülden çıkarmayı keşfetti. Çalışmasını diğer çiçekler üzerinde de geliştirdi. Gülsuyu önceki kokulu yağlar ve tütsüye göre daha narin ve hafif olduğu için hemen popüler oldu. Damıtma teknolojisi de önemli bir şekilde,Batıdaki bilimsel gelişmeleri etkiledi. Asya, Anadolu, Babil, Ninova ve Persepolis’de giderek yaygınlaşan Misk-i amber gibi kokular Doğuda her sınıfa mensup kişiler tarafından gündelik hayatta sıkça kullanılmaktaydı. Koku kullanımı savaşlar, gezginler ve İpek Yolu kanalı ile 14. yy’da Avrupa’ya kadar ulaştı. Ancak modern parfümü dünya ile ilk tanıştıran Macarlar oldu. Avrupa’da o yıllarda kokulu yağların tüketicileri Avrupa saraylarıydı. 14. yy da (1370)  ilk alkol temelli parfüm  olan Macar Suyu güzelliği ile ünlü Macar Kraliçesi Elisabeth von Ungar’e ithafen yapılmıştır. Muhteşem güzelliği ile tanınan Elizabetht 25 yaşındaki Polonya Kralı kendisine evlenme teklifinde bulunduğunda 72 yaşındaydı. Elizabeth’in muhteşem güzelliğinin sırrının Macar suyu olduğu söylenmektedir.
14. yy da Fransa’nın Güneyinde başlamış olan hoş kokulu çiçeklerin ekimi zamanla büyük bir sanayiye dönüşmüş ve Fransa kısa sürede, parfüm imalatının Avrupalı merkezi olmuştur. Günümüzde Fransa hala Avrupa parfüm tasarımının ve ticaretinin merkezidir. Parfüm yapımı Rönesans ile İtalya`da 16.yy da gelişmeye başladı. İtalyan Catherine de Medici Fransa Kralı II. Henry ile evlenmek üzere İtalya’dan Fransa`ya gelmiş, Rene le Florentin isimli kişisel parfüm satıcısı ile Fransa’nın Grasse bölgesinde Florentin’e araştırma  laboratuvarı kurmuş ve gizli bir pasajla kendi evine bağlantı yaptırmıştır.
16. yy dan bu yana Grasse Fransa deri işletme endüstrisinin de merkezi olmuştur. Burda yapılan deri eldivenler amber, baharatlar, yasemin, akça yasemin ve misk ile kokulandırılmıştır.
18. yy da deri ticareti önemini kaybettiğinde kokulu eldiven üreticileri sadece parfüm üretmeye yöneldiler, bu amaç için çeşitli ağaçlar yetiştirdiler. İnsanlar koku ihtiyaçlarını 19. yy başlarına kadar bitki ve çiçeklerden elde ettikleri kokulu yağlar ile karşılamışlardır. Modern parfümeri 1806 da Jean Maria Farina tarafından Eau de Cologne’un pazarlanması ile başlamıştır. Almanya kaynaklı olan formülü 1818 yılında patent almıştır. Formülü alkol-su bazının portakal tomurcuğu, bergamot, biberiye ve limon dan oluşan bir yağ ile kokulandırılmasından ibaretti.
Ülkemizde ise 19. yy.da, gülyağı ile uçan yağ üretimine başlanmıştır. Isparta gül yağı, kalitesi ile dünyada aranan bir ürün olma özelliğindedir. Ancak dünyada, 19. yy. sonları ile 20. yy başlarından itibaren Kimya sanayindeki çok hızlı gelişme ve sentetik kimyasal maddelerin eldesi koku konusunu da olumlu bir şekilde etkilemiştir. Diğer yandan dünya nüfusunun çok hızlı ve büyük oranda artışı, kültür düzeyindeki yükselme çok çeşitli kişisel temizlik, kozmetik ürünlerle, evsel ve endüstriyel temizlik ürünlerin büyük oranda üretilerek tüketilmesine neden olmuştur. Bu artışla paralel olarak koku maddelerine olan gereksinimde artmıştır. Naturel yağların çıkarıldığı bitkilerin bu ihtiyacı karşılayamaması sebebi ve kokuyu daha ucuza mal etmek amacı ile laboratuar ortamlarında oluşturulan sentetik hammaddelerin naturel yağlar ile karıştırılması ile oluşan KOMPOZE ESANS doğmuş ve bugünde sanayi sektöründe önemli bir yer edinmiştir.


                                                         HAMMADDELER ANSİKLOPEDİSİ